Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
 Konusunun Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu
 Hükümleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi

An Analysis of Absence of Use as Ground for Cancellation of Trademarks
Under the New Industrial Property Rights Act

Arzu OĞUZ

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nın 22.12.2016 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte tartışmalar da yaşanmaya başlamıştır. Öncelikle 14.12.2016 tarihinde mülkiyet hakkı kapsamında görülen marka hakkının Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenemeyeceği gerekçesi ile markanın beş yıl ciddi olarak kullanılmaması nedeniyle markanın hükümsüzlüğünü düzenleyen eski KHK md.14’ün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali üzerine, bu iptalden dört gün sonra yürürlüğe giren Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesinin de uluslararası düzenlemelerle uyumlu bir şekilde aynı hükmü getirmesi, eskiden açılan davaların kanun boşluğu nedeniyle reddedilip reddedilmeyeceği sorununu gündeme taşımıştır. Makalede, bu konuda gerçekten bir kanun boşluğu olup olmadığı ve bu sorunun nasıl aşılabileceği inceleme konusu yapılmıştır. Ayrıca SMK md.192’nin getirdiği yürürlük hükmünün, söz konusu iptal davalarının açılmasını 2023’e kadar erteleyip ertelemeyeceği başka bir tartışma konusudur. Bu konuda da SMK geçici madde 4 marifetiyle kanun yürürlüğe girmeden beş yıl önce tescil edilmiş ve haklı bir neden olmaksızın ciddi olarak kullanılmayan markaların, yeni SMK’ya göre iptalinin mahkeme önüne getirilmesinin mümkün olup olmayacağı da tartışma konusu yapılmıştır.

Sınai Mülkiyet Kanunu, Marka Hukuku, Markanın Hükümsüzlüğü, Markanın İptali, Markanın Kullanılmaması, Sınai Mülkiyet Kanununun Yürürlüğü.

Act No. 6769 on Industrial Property Rights came into force on 22.12.2016, but not without discussions. In its cancellation decision of Art. 14 of the old Decree Law which provided that the trademarks which has not been put to use for a period of five years, the trademark shall be cancelled, Constitutional Court ruled that trademark rights which are included in property rights shall not be regulated by means of decree laws. Just four days following that decision, entry into force of the New Act on Industrial Property Rights which in harmony with international regulations, sets forth the same regulation as the old decree in its Art. 9, brought the issue up for discussion, whether the actions based on non-use instituted before would be dismissed because of the legal gap. In this article, whether there really is a legal gap in this regard and how this problem should be coped with will be analyzed. Moreover, the regulation set forth in Art. 192 regarding the entry into force of the new act initiates another discussion whether actions of cancellation based on non-use will have to wait to be filed until 2023. In this regard, the problem whether temporary 4th article of the new act enables to initiate a cancellation action against trademarks which has not been put to use without a justifiable reason within a period of five years following the registration, will be discussed.

Act No. 6769 on Industrial Property Rights, Trade Mark Law, Cancellation of Trade Mark, Nullity of Trade Mark, Non-Use of Trade Mark, Entry into Force of Act No. 6769.

I. Sorunun Ortaya Konulması

556 sayılı KHK m.14/1’de, “markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir” hükmüne yer verilmişti.

Ancak bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin başvurusu üzerine 14.12.2016 tarihinde; “Gayri maddi mallar kapsamında bulunan fikri ve sınai mülkiyet haklarının Anayasanın ikinci kısmının Kişinin Hakları ve Ödevleri başlıklı ikinci bölümünün 35’inci maddesinde yer alan mülkiyet haklarından olduğu, Anayasanın 91’inci maddesinin birinci fıkrasında ise Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ve dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceğinin belirtildiği” gerekçesiyle iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, “mülkiyet hakkının konusunu, maddi ve gayrımaddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamında iken fikri ve sınai mülkiyet hakları gayrı maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine sağladığı haklar ise, “marka hakkı” olarak adlandırılmakta ve marka hakkı, fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural, mülkiyet hakkının konusunu oluşturan marka hakkıyla ilgili olduğundan KHK ile düzenlenemez” açıklamalarıyla, marka hakkını mülkiyet hakkı ile ilişkilendirmiştir.

Esasen Anayasa Mahkemesi, 09.04.2014 tarihinde, E. 2013/147, K. 2014/75 sayılı kararıyla, KHK m.42/1 (c)’yi de iptal etmişti. Eski KHK m.14’de, markanın belli süre ve aralıklarla kullanılmaması halinde “iptal”den; m.42/1-(c)’de ise, markanın kullanılmaması halinde “hükümsüz” kılınacağından söz edilmekte idi. Ancak hükümsüzlüğün geçmişe etkili olması ve bu durumun marka üzerindeki gayrı maddi mülkiyet hakkını olumsuz etkilemesi, Anayasa’ya aykırılık iaddiasını gündeme taşımış ve Anayasa mahkemesi, KHK m.42/1-(c)’de yer alan ifadeyi iptal etmiştir. İstanbul 4 no.lu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin, Anayasa’ya aykırılıkta ileri sürdüğü gerekçenin temeli, markanın kullanılmamasının yaptırımının “hükümsüzlük” değil; “iptal” olması gerektiği, hükümsüzlük kararı verilmesi halinde, markanın başvuru anına kadar geriye gittiğini, kullanılmadığı için hükümsüzlüğüne karar verilen markanın, karıştırılma ihtimali aşamasında hiç dikkate alınmayarak yok sayılacağı, bu durumda ise marka tescil tarihi daha sonra olan tarafın avantajlı duruma geleceği, bunun ise özünde bir mülkiyet hakkı olan marka hakkına sınırlama anlamına geldiği, böyle bir sınırlamanın ise, ancak yasa ile getirilebileceği, bu nedenle bu hükmün Anayasa’nın 91’inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı olduğu noktasında toplanmaktadır.