Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Kapsamında Esaslı İhlal ve Sözleşmeden Dönme

In the Context of United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods (CISG) Fundamental Breach and Avoidance of Contract

Merve Akbulut

Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Konvansiyonu (CISG) uluslararası taşınır mal satımına ilişkin yeknesak ve uygulanabilir bir hukuki rejim oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple, ifa engelleri sistemi çok yalın bir şekilde sözleşmeye aykırılık kavramı üzerine kurgulanmıştır. Bu sistemin merkezinde ise esaslı ihlal kavramı yer almaktadır. Sözleşmenin en ağır biçimde ihlali anlamına gelen bu kavrama bağlanan iki sonuç bulunmaktadır: malın yenisi ile değiştirilmesi ve sözleşmeden dönme. Bu çalışma, esaslı ihlal kavramını ve sözleşmeden dönme yaptırımını Türk Borçlar Hukuku ile karşılaştırmalı olarak ve mahkeme kararları çerçevesinde açıklama amacı taşımaktadır.

Milletlerarası mal satımı, esaslı ihlal, sözleşmeden dönme, CISG, Türk Borçlar Hukuku, TBK, CISG madde 25, Uluslararası Mal Satımına İlişkin Viyana Konvansiyonu.

The purpose of United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods (CISG) is to be a single roof and to provide an uniformandenforceablelegislationforcontractsfortheinternationalsale of goods. Thus, the legal regime of impediment to performance of Convention is simply based on breach of contract. And the concept of fundamental breach is taken part in the origin of this regime. This conception, which means the most grave violation of the contract, is bound to two remedies: the replacement of non-conforming goods and avoidance of contract. This study is intended to explain the concept of fundamental breach and the remedy of aviodance of contract in the context of court decisions in comparision with there lated articles of Turkish Code of Obligations.

International Sale of Goods, Fundamental Breach, Avoidance of Contract, CISG, Turkish Obligations Law, CISG Article 25, Vienna Convention on the International Sale of Goods.

GİRİŞ

Son yüzyılda iletişim alanında gerçekleşen teknolojik gelişmeler insanlar arasındaki iletişimin kolaylaşmasını sağlamıştır. Şüphesiz bu kolaylık dünya düzeninin küreselleşme yönünde evrilmesine ön ayak olmuştur. İnsanlar arasındaki iletişimin artmasından ve bunun sonucu olan küreselleşmeden ticari hayat da nasibini almıştır. Söz konusu gelişmelerle bölgesel tabandan küresel düzleme kayan ticari ilişkiler uluslararası yeknesak bir hukuk düzenini de gerekli kılmıştır. Bu gerekliliğin başarılı sonuçlarından biri de Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşmasıdır (CISG). Bu çalışmada da CISG’in ifa engelleri sisteminin merkezinde yer alan esaslı ihlal kavramı ve Antlaşmadaki en ağır yaptırım olan sözleşmeden dönme kurumu Türk Borçlar Hukuku ile karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.

Alt başlıklarda sırasıyla; Antlaşmada önemli bir yer tutan esaslı ihlal kavramının yer aldığı madde 25 hükmünün oluşum aşamaları, esaslı ihlalin unsurları; CISG kapsamında esaslı ihlale bağlanan sonuçlardan biri olan sözleşmeden dönme yaptırımı (bir diğer yaptırım malın yenisi ile değiştirilmesidir.) anlatılacaktır. Daha sonra uygulamada esaslı ihlal sayılan ve dolayısıyla sözleşmeden dönme hakkının doğduğu genel durumlar, sözleşmeden dönmeye yönelik beyan, bu beyanın şekli, tabi olduğu süre ve son olarak da sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının etkileri ele alınacaktır.

I. GENEL OLARAK

Uluslararası yeknesak bir hukuk düzeni oluşturma amacıyla ilk çalışmalar 1920’li yılların sonunda The International Institute for the Unification of Private Law1 (UNIDROIT) tarafından başlatılmıştır. Bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan Uniform Law on the International Sale of Goods (ULIS) ve Uniform Law on the Formation of Contracts for the International Sale of Goods2(ULFC), geleneksel normlar konusunda radikal değişiklikler yapmaları, yetkili hukuka işaret eden kuralların uygulanmasına izin vermemeleri ve de yapılan farklı yorumlamalar nedeniyle farklı uygulamalarının olması neticesinde başarısız olmuştur3.