Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Çevresel Etki Değerlendirmesine İlişkin Kararlara Karşı Açılan Davalarda Süre Sorunsalı

The Problematic of Duration in the Cases Against Decisions About Environmental Impact Assessment

Merve Hakimoğlu

28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile idari yargı düzeninde önemli değişiklikler yapılmış; söz konusu kanun değişikliği çevresel etki değerlendirmesine ilişkin kararlara karşı açılacak davalar da dahil olmak üzere bu davalar bakımından dava açma, cevap verme, kanun yoluna başvurma gibi taraf sürelerinin yanında Mahkemelere verilen sürelerin kısaltılması cihetine gidilmiştir.

Öte yandan 09.02.2016 tarihli değişiklik sonrası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 14/3 maddesi uyarınca, proje için verilen “ÇED Olumlu” ya da “ÇED Olumsuz” kararının Bakanlık ve Valilik tarafından askıda ilan ve internet, sesli duyuru aracılığı ile halka duyurulduğu tarihten itibaren süre hesaplanacaktır. Her ne kadar düzenleme 09.02.2016 tarihli olsa da, düzenlemeden önceki tarihli Danıştay kararları incelendiğinde, çevresel etki değerlendirmesi sonucunda verilecek kararların projeden etkilenmesi muhtemel olan yerlerde duyurulması gerektiğine ilişkin kararlarının bulunduğu görülmektedir. Bu anlamda Danıştay içtihadının mevzuata alındığını söylemek mümkündür. Öte yandan çevresel etki değerlendirmesi sonucu verilen karar projeden etkilenmesi muhtemel kimselere usulüne uygun olarak bildirilmemesine rağmen bu kimselerce dava açılması ve dava dilekçesinde işlemin öğrenildiği tarihin açıkça belirtilmesi halinde idare mahkemesince davacıların işlemden haberdar olduklarını beyan ettikleri tarihten itibaren süre hesaplaması yapılacaktır.

ÇED Davalarında Süre, İvedi Yargılama Usulü, Dava Açma Süresi.

Significant changes have been made in administrative judicial system with the Law of the Amendment in Turkish Criminal Code and Some Other Codes No.6545 which took effect on 28.06.2014. With the amendments, including the cases to be filed against the decisions of EIA, duration for the courts and parties to file a lawsuit, respond to lawsuits and appeal had shortened.

Moreover, after the Amendment which dated on 09.02.2016, according to the Article 14/3 of the Environmental Impact Assessment Regulation, the duration shall be calculated after the announcement of “EIA Positive” or “EIA Negative” decisions for the project to the public by Ministry or Governorship via pending announcement, internet or voice announcement. Although the Amendment is dated on 09.02.2016, according to the decisions of Council of State dated before the Amendment, the decisions about the environmental impact assessment should be announced in places that are likely to be influenced by the projects; thus, it is possible to say that the opinion of Council of State has been legislated. Besides, even though the decision about the environmental impact assessment has not been duly announced to the persons who are likely to be influenced by the project, in case of filing lawsuits by these persons and the plaintiffs’ declaration about the time of discovery, the duration shall be calculated by the administrative court form the time of discovery.

Duration at EIA Cases, Urgent Judicial Procedure, Term of Litigation.

I. Giriş

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun (“İYUK”) 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtildiği üzere; idari yargıda “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından” iptal davası açılabilmektedir. Bu açıdan iptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayarak hukuk devletini gerçekleştiren, kolay işleyen ve karmaşık olmayan niteliğiyle yargısal bir denetim yolu olarak öngörülmüştür1. Öte yandan tüm usul kanunlarında olduğu gibi İYUK’ta da davacıların dava açma haklarını kullanması süreye bağlanmıştır.

Bu çalışmada, yukarıda kısaca değindiğimiz süre kavramı, ilgili idareler tarafından çevresel etki değerlendirmesi sonucu verilen kararlara karşı açılacak davalar kapsamında irdelenecektir. Bu kapsamda öncelikle çevresel etki değerlendirmesi kavramı kısaca incelenecek ardından, İYUK’a 18.06.2014 tarihli 6545 sayılı Kanunun 18’inci maddesiyle eklenen 20/A maddesiyle getirilen ivedi yargılama usulü çerçevesinde dava açma süresine değinilecek ve son olarak çevresel etki değerlendirmesi sonucu verilen kararlara karşı açılacak davalarda süre kavramı -Danıştay içtihatları çerçevesinde- değerlendirilecektir.

II. Çevresel Etki Değerlendirmesi

Kirletilmiş ve tahrip edilmiş bir çevrenin onarılmasının ve yeniden sağlıklı duruma getirilmesinin zor olduğu, zaman ve para gerektirdiği anlaşıldığından beri, kalkınma ve ekonomik gelişme için yapılacak yatırımların ve faaliyetlerin, doğayı bozmadan ve çevreyi kirletmeden gerçekleştirilmesinin en doğru ve önleyici çözüm olduğu kabul edilmiştir. Bu belirlemenin kabulü sonucunda, kirlenen ve bozulan çevreyi temizleme veya onarma yerine, olumsuz etkileri baştan önlemenin yöntemleri aranmıştır. Bu yöntemin ismi “Çevresel Etki Değerlendirmesi”dir2.