Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Düzenleyici İşlemlere Karşı Açılan İptal Davasının İvedi Yargılama Usulüne Tabi Olması

Action Against Administrative Regulatory Rules,
Which is Heard in Accordance With Urgent (Summary)
Judicial Proceeding

Halit Yılmaz

6545 sayılı Kanun ile idari yargılama usulü hukukuna giren ivedi yargılama usulü, bazı usul sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlardan birisi ivedi yargılama usulüne tabi bireysel işlemle, dayanağını oluşturan düzenleyici işlemin birlikte dava edilmesi ihtimalidir. Danıştay bazı kararlarında Kanun’da açık hüküm bulunmamakla birlikte, sadece bireysel işlemlerin ivedi yargılama usulüne tabi olacağı şeklinde bir yorum yaparak düzenleyici işlem için ayrı bir dava açılması gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Varılan bu sonucun davacı aleyhine sonuçlar doğurması ihtimali yüksektir.

Danıştay, İdari Yargılama, İvedi Yargılama, Bireysel İşlem, Düzenleyici İşlem.

The Act # 6545 by adding urgent (summary) judicial proceedings to the scope of administrative proceedings has also caused some procedural problems. One of these problems relates to the possibility to hear both the action against an individual administrative act, and the action regarding administrative regulatory rules forming its ground, together. In some cases, the Council of State, while indicating that there is no provision specifically regulating this issue in the Act, has decided that only actions against individual administrative acts can be heard in accordance with urgent (summary) judicial proceedings. Whereas, actions regarding administrative regulatory rules forming ground for actions against an individual administrative acts can be subject to separate regular proceedings. The conclusion of the Council of State has high probability to cause unfavorable results for a litigant.

Council of State, Administrative Proceedings, Urgent (Summary) Judicial Proceedings, Individual Administrative Act, Regulatory Rules.

I. Giriş

Bilindiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda, 18/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile yapılan değişikliklerle “ivedi yargılama usulü” kabul edilmiştir. Kanun’un, konuları açısından belirlediği sınırlı sayıda işleme karşı dava açıldığında, ivedi yargılama usulü uygulanacaktır.

İvedi yargılamaya ilişkin bu kuralların, özellikle karşılaştırmalı hukuk örneklerine kıyasla, kamu gücü karşında yargısal yollardan haklarını arama durumunda kalanların lehine olmadığı ileri sürülmektedir1. Gerçekten, ivedi yargılama usulüne tabi olacağı öngörülen konuların kamu gücü karşısında kişilerin korunması amacının dışında kalması; bu usulde dava açma süresinin kısaltılmış olması; savunmaya cevap verme olanağının bulunmaması; kanun yoluna başvuru süresinin kısaltılmış olması; temyiz üzerine verilen karara karşı ilk derece mahkemesinin ısrar kararı veremeyecek oluşu2 karşısında, ivedi yargılama usulü ile hak arama olanaklarının genişletildiğini düşünmek pek mümkün görünmemektedir3.

Bu makale idari davada tarafların hak ve çıkarları açısından dengesizlikler doğuran ivedi yargılama usulünün “düzenleyici işlemlere karşı açılan davaları” kapsayıp kapsamadığını ele alacaktır. Aşağıda aktarılacağı üzere Danıştay kararlarında bu konuda tatmin edici bir tutarlılık henüz oluşmamıştır.