Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Suça Sürüklenen ve Suç Mağduru Çocuklarda Uzlaşma

ÖZET:

Hukuk sistemleri yetişkinleri ve çocukları farklı ceza, yargılama ve infaz sistemine tabi tutmuştur. Birçok ülkede onarıcı adalet (arabuluculuk) programları, öncelikle suça sürüklenen çocuklar için geliştirilmiş, daha sonra yetişkinlere de uygulanmıştır. 5560 sayılı Kanunla değiştirilmeden önce Çocuk Koruma Kanununun 24. maddesinde uzlaşmanın kapsamı geniş tutulmuşken, anılan Kanun değişikliği ile CMK’nın “uzlaşmaya ilişkin hükümleri suça sürüklenen çocuklar bakımından da uygulanır” haline getirilerek çocuklar için geçerli olan özel şartlar ortadan kaldırılmış ise de çocuklar, kısmi akıl hastaları, sağır ve dilsizler ile diğer kısıtlıların şikâyet ve uzlaşma yetkisi farklılık arzetmektedir. Bu çalışmada fail/mağdur olarak çocuklar ve uzlaşma, kısıtlı olma hali ile ayırt etme gücü bulunmamasının uzlaşmaya etkisi, şikâyet-uzlaşma ilişkisi ve sonuçları, kanuni temsilci ile küçüğün menfaat çatışması gibi konular incelenmiştir.

Çocuk, Korunma İhtiyacı Olan Çocuk, Suça Sürüklenen Çocuk, Ceza Sorumluluğu, Sezgin (Mümeyyiz), Ergin (Reşit), Kısıtlılar, Uzlaşma, Kanuni Temsilci.

Giriş

Günümüz ceza adalet sistemi bir haksızlığı gerçekleştiren faile karşı üç farklı şekilde tepki gösterilmesini kabul etmektedir. 1. Gerçekleştirilen haksızlığa karşı ceza verilmesi (cezalandırıcı adalet), 2. Mağdurun zararının tazmin edilmesi (tazmin edici adalet), 3. Faile gerçekleştirdiği haksızlığın karşılığı olarak onarıcı bir tepki verilmesi veya haksızlığı onarma fırsatı verilmesidir (onarıcı adalet).

1. Geleneksel (cezalandırıcı) adalet sistemi, işlenen suç nedeniyle toplumda ve kişiler arasında bozulan dengeyi etkin/etkili bir ceza –genellikle hürriyeti bağlayıcı cezayla- yeniden tesis etmeyi amaçlar. “Hangi kurallar ihlal edildi, kim ihlal etti, bunu yapan kişi nasıl cezalandırılmalıdır” şeklindeki sorulara cevap vermek üzere tasarlanmıştır. Böylece fail, damgalanıp toplumdan soyutlanarak yalnızlığa itilmektedir. Bu sistemde failin, eyleminden dolayı sorumluluk üstlenip üstlenmemesi ve neden olduğu zararı giderip gidermemesi çok önemli olmadığından ve fail ile mağdur birbiriyle mücadele içinde olan taraf konumunda kaldıklarından, aralarındaki uyuşmazlık daha da derinleşmektedir.