Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

5941 Sayılı Çek Kanununun Getirdiği Bazı Yenilikler ve Bunların Değerlendirilmesi

Şafak NARBAY

ÖZET:

5941 sayılı yeni Çek Kanununda onbir (11) madde ile birlikte iki (2) de geçici madde yer almaktadır. Çalışmamızda bu Kanunun özellikle “amacı”, “bankaların özen hükümleri ve sorumlulukları”, “çekin geçerlilik koşulları”, “çek türleri”, “muhatabın ödeme yükümlülüğü” ve “ileri düzenleme tarihli çek” konularında öngördüğü sistem ele alınacak, değerlendirme ve önerilerde bulunulacaktır. Yeni Çek Kanununun, “karşılıksız çek düzenlenmesi ve hukukî sonuçları”na ilişkin öngördüğü sistemin 3167 sayılı Kanun sisteminden önemli ölçüde ayrılması nedeniyle, kanaatimizce bu konunun ayrı bir çalışmada ele alınması daha isabetli olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Çek Kanunu, Keşideci, Lehdar, Muhatap, Tacir çeki, Tacir hamiline çeki, Tacir olmayan çeki, Tacir olmayan hamiline çek, Vadeli Çek.

I. Giriş

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Başbakanlığa arzı Bakanlar Kurulunca 14.4.2009 tarihinde kararlaştırılan “Çek Kanunu Tasarısı”, gerekçeleri ile birlikte 8.5.2009 tarihinde Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilmiştir. TBMM Başkanlığı da söz konusu Tasarıyı, 21.5.2009 tarihinde tali komisyon olarak Avrupa Birliği Uyum Komisyonu’na, esas komisyon olarak da Adalet Komisyonu’na havale etmiştir. Adalet Komisyonu’nun 3.6.2009 tarihli 52’nci toplantısında, Tasarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenerek gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla beş üyeden oluşan bir Alt Komisyon kurulmuştur. Alt Komisyonda, 8-9.6.2009 tarihlerinde Tasarı üzerinde görüşmeler yapılmıştır. Daha sonra Adalet Komisyonu 3-4.12.2009 tarihlerinde gerçekleştirilen 53’üncü ve 54’üncü toplantılarında Tasarının, Alt Komisyonca kabul edilmiş olan metni üzerinden görüşülmesine karar vermiştir. Ve nihayet Adalet Komisyonu “Çek Kanunu Tasarısı” hakkındaki Raporunu 7.12.2009 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunmuştur. “Çek Kanunu Tasarısı” TBMM Genel Kurulu’nda ilk olarak 10 Aralık 2009 Perşembe günü görüşülmeye başlanmış; görüşmeler 11 Aralık Cuma günü gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürmüş ve Tasarının maddeleri üzerindeki görüşmeler tamamlanarak Tasarının tümü üzerinde oylamaya geçilmiştir. Ancak iki kez toplantı yetersayısı bulunamayınca Tasarının tümü üzerinde yapılacak oylama 14 Aralık Pazartesi gününe kalmıştır. TBMM’nin 14 Aralık 2009 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda “Çek Kanunu Tasarısı”nın tümü, yapılan oylama sonucunda kabul edilmiş ve Tasarı kanunlaşmıştır. 5941 sayılı yeni Çek Kanunu 20 Aralık 2009 tarihli ve 27438 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”un yürürlüğe girdiği 03.04.1985 tarihinden itibaren geçen yirmi yıllık süreçte, adı geçen Kanunda, ağırlık “karşılıksız çeke ilişkin hükümlerde olmak üzere”, dört (4) kez değişiklik yapılmıştır1. Diğer taraftan 3167 sayılı Kanunun, yine ağırlıklı olarak karşılıksız çeke ilişkin 16’ncı maddesi hükmü olmak üzere, bazı maddeleri üç kez de Anayasa Mahkemesinin incelemesine konu olmuştur2. Bu tablo, sisteme yönelik eleştirileri artırmış, şüpheleri güçlendirmiştir3. Diğer taraftan 3167 sayılı Kanunda, 4814 sayılı Kanunla yapılan köklü değişikliklere rağmen ilgili çevrelerin sisteme yönelik şikâyetlerinde bir azalma olmayınca Adalet Bakanlığı’nda yeni bir kanun hazırlanması düşüncesi ağırlık kazanmıştır. Ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girince, 3167 sayılı Kanunun 5237 sayılı Kanunla teorik ve dogmatik yönden, tamamen ters bir konuma düşmesi de yeni bir Çek Kanunu yapılması düşüncesini eyleme dönüştürmüştür4. Nihayet, çekin güvenli bir ödeme aracı olarak itibar kazanmasında toplumsal yarar bulunması, ancak 3167 sayılı Kanunun bu konuda başarılı olamaması, dolayısıyla “sağlıklı çek kullanım önlemlerine ihtiyaç duyulması”; karşılıksız çek ile mücadelenin ağır hapis cezaları ile önlenemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle, “suçu önleyici önlemlere yönelinmesi gereği” ve “karapara aklanması ile terörün finansmanında, çekin de rol oynamasına engel olunmasının zorunluluk arz etmesi ve bu nedenin çek hesabının açılmasında ve hamiline çekte yeni yaklaşımları zorunlu kılması” gibi gerekçeler5 de bir araya gelince, 5941 sayılı Çek Kanununun ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur.