Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vakıf Şerhinin Silinmesi ya da Konulması Davalarında Hak Düşürücü Sürenin Uygulanması

Eray KARINCA

5304 sayılı Kanunla, 3402 sayılı Kanun’undaki 10 yıllık hak düşürücü süre, icareteyn ve mukataalı vakıflar açısından hiçbir sınırlama getirilmeksizin kaldırılmıştır. Buna karşın Yargıtay, yasaların geriye yürümezliği ve kazanılmış hakların korunması ilkelerinden yola çıkarak bu değişikliğin, yasanın çıkışından önce tamamlanmış hukuki durumlar için uygulanmayacağı görüşündedir. Oysa Yargıtay görüşünün tersine, 3402 sayılı Kanun’un 12/3 maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin, dava açma hakkını sınırladığı ve kamu düzenine ilişkin olduğunda hiçbir duraksama yoktur ve yasa koyucunun kamu düzenine ilişkin hususlarda geçmişe yürür biçimde düzenleme yapması olanaklıdır. Kazanılmış hakların korunması sorunu ise davanın esasına girilmesi aşamasında gözetilmelidir.

Hak Düşürücü Süre, Dava Açma Hak ve Özgürlüğü, Vakıf Şerhinin Silinmesi ya da Konulması, Yasaların Geriye Yürümezliği, Kazanılmış Hakların Korunması, Yargının Yasamaya Müdahalesi.

Giriş

Türk toplumsal yaşamının ve hukuk sisteminin en özgün yapılarından olan vakıflara ilişkin yasal düzenlemelerin son dönemlerde, özellikle Avrupa Birliği’nin istekleri doğrultusunda değiştirilmek istendiği görülmektedir.

Bu değişiklikler salt Türk Medeni Kanunu ve Vakıflar Kanunu ile sınırlı değildir. Örneğin, yasa koyucu 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinde düzenlenen ve dava açma hakkı için getirilen hak düşürücü süreyi, 5304 sayılı Kanun’la salt iki tür vakıf açısından kaldırmıştır. Buna göre, “Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkrası uygulanmaz”1.

Böylece süresiz kiraya benzeyen ve çift icarlı anlamına gelen icareteyn ile denetimi devlete ait olmakla birlikte, araziye uzun süre mutasarrıf olmak amacıyla yapılan kira sözleşmelerinden olan mukataalı vakıflara, on yıllık hak düşürücü süreye bakılmaksızın vakıf şerhinin tapu siciline yazılmasına ya da silinmesine olanak tanınmıştır. –Oysa 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile vakfa ait taşınmaz malların icareteyn veya mukataaya bağlanması yasaklanmış ve eskiden konmuş olanların da tasfiyesi için hükümler getirilmişken bu tutumdan toptan bir vazgeçişi içeren değişikliğin nedenleri Meclis Tutanaklarında ve Hükümet Gerekçesinde yer almamaktadır–.