Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Örgütlenme Özgürlüğüne Elatma

Yekta Güngör ÖZDEN

Büyük bölümü Medenî Yasa’da ayrıntılarla, Tüzük koşulları dışında çok küçük bir bölümü Dernekler Yasası’nda düzenlenen derneklere ilişkin, kurucuların istencine bırakılan konulara uygulama yanlışlıklarıyla getirilen kimi sınırlamalar baskı ve dayatma niteliğindedir ve hukuksallıktan uzaktır. Medenî Yasa ile Dernekler Yasası’nın genelde değerlendirilip eleştirilmesi dışında güncel sorunlardan kimilerine değinip uygulama güçlüklerini önlemek amacıyla özetleri içeren bu yazı hazırlanmıştır.

Dernek, Medenî Yasa, Dernekler Yasası, Anayasa.

Kuruluşları yönetimin oluruna bağlı olmayıp serbest oluşum ilkesiyle kurumlaşan hukuksal yapılar değişiktir. Tecimsel ortaklıklar (ticarî şirketler); Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın; yapı kooperatifleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın; vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, daha sonra Mahkemenin; dernekler İçişleri Bakanlığı adına ilgili Valiliğe bağlı Emniyet Müdürlüğü Dernekler Masası’nın kuruluş belgelerini onaylaması ile çalışmalarını sürdürebilmektedir. Meslek Odaları ve Barolar, ilgili Bakanlıkların “idarî vesayet” denilen onamasına ve denetimine bağlı olarak çalışmaktadır. Demokratik ve sosyal bir hukuk devleti öngörüsü Anayasasında yazılı Türkiye Cumhuriyeti’nde, hukuksal aykırılıkların düzeyi ve boyutu kuşku duyuracak ölçüleri de aşmıştır. Kimi soruşturmalar ve kovuşturmalar, kimi işlemler ve yaklaşımlar, kimi uygulamalar ve sonuçları, demokrasiyle bağdaşması olanaksız yansımalar biçiminde birbirini izlemektedir.

Anayasa’nın Temel Haklar ve Ödevler Kısmı’nın İkinci Bölümü’nde “Dernek kurma hürriyeti” başlıklı 33. maddeyle düzenlenen dernek kurma özgürlüğü, maddenin üçüncü fıkrasındaki sınırlamalar dışında, yönetsel yaklaşım sertliği ve hoşgörüsüzlüğü nedeniyle özlendiği gibi yaşanmamaktadır. Anayasa’nın, özgürlüğün uygulanması biçimini, koşullarını ve yöntemlerini düzenleyeceğini bildirdiği yasalar karışık ve yetersizdir. Yine Anayasa’nın ikinci Kısım Üçüncü Bölümü’nde “Sendika kurma hakkı” başlıklı 51. maddeyle düzenlenen oluşum da Çalışma Bakanlığı’nın gözetimine bırakılmıştır. Maddenin ikinci fıkrası hakkın sınırlanması koşullarını belirtmektedir. Özgürlükler, yasalar ve özellikle uygulamalarla sözde kalmaktadır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları (Odalar, Borsalar, Barolar vd.) Anayasa’nın 135. maddesinin beşinci fıkrası gereğince yönetimin yönetsel ve akçalı denetimine bağlıdır. Maddede 23.7.1995 günlü, 4121 no.lu Yasayla yapılan değişiklik sıkıdüzeni daha sertleştirmiş, yönetimin elatması olanaklarını artırmıştır. Gerçek sorun, yönetim adına tüzükleri inceleyenlerin dayatma sayılacak baskılarıdır. İşlemler evresindeki düzeltme uyarılı bu resmî sayılacak istemlerin yerine getirilmemesi, düzenlemeleri geri çevirme nedeni yapılmakta, üstelik uygulanması gereksiz bu kuralları genel kurul karara bağlamışsa değiştirilip düzeltilmesi ya da kaldırılması için yeni bir genel kurul zorunluluğu unutulup dernekten sonuç beklenmektedir.

Bu yazımız salt dernekler konusunda kimi zorlama olarak nitelendirilebilecek yönetim işlemlerinden kimilerine ilişkindir. Tümüyle derneklere ilişkin sorunları ele alacak değiliz. Türk Ceza Yasası’nın, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının çalışmalarının engellenmesini yaptırıma bağlayan 113. maddesindeki eylemleri de dışarıda bırakıyoruz. Ancak, yasaların tüzüklerde bulunmasını zorunlu kıldıklarını yerine getirmek, bulunmasını istemediklerine yer vermemek koşuluyla ortaklık, kooperatif, oda, baro, dernek ve vakıf kurucularının istedikleri yapılanmayı, yöntemi belirleme, yasal zorunluluklar dışında istedikleri birimi oluşturma özgürlüklerine karışmamak gereğini göz ardı eden tutumu eleştiriyoruz. Gerek Medenî Yasa’nın gerek Dernekler Yasası’nın eleştirilecek öbür yönlerine de değinmiyoruz. Üstelik, yürürlükteki kurala yürürlükten kalkıncaya kadar uyulması gereğiyle, bu kurallara göre yapılması ve yapılmaması gerekenleri özetle belirtiyoruz.