Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bankacılık Kanunu’nda Düzenlenen Zimmet Benzeri Suçta “bankanın Tmsf’ye Devredilmiş ya da Faaliyet İzninin Kaldırılmış Olması” Koşulunun Niteliği

Güneş OKUYUCU-ERGÜN

ÖZET:

Çalışmada, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nın 160. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen ve “zimmet benzeri suç” olarak adlandırılabilecek olan suçun unsurları üzerinde durulmuş, “bankacılık zimmeti”nden farkı ele alınmış ve konu bütün yönleri ile ele alınmuştır.

Anahtar Kelimeler: Zimmet Suçu, Bankacılık Zimmeti, Zimmet Benzeri Suç, Tüzel Kişilerin Ortak Olması, Faaliyet İzni, Bankanın kaynaklarının bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde kullandırılması, Bankaların TMSF’ye devredilmesi.

I. Genel Olarak

5411 sayılı Bankacılık Kanununun zimmet suçunu düzenleyen 160. maddesinde iki farklı suç tipi öngörülmektedir. Bunlardan biri, 1. fıkrada öngörülen ve “bankacılık zimmeti ”; diğeri ise, 3. fıkrada öngörülen ve “zimmet benzeri suç ” olarak adlandıracağımız suç tipidir.1

160. maddenin 3. fıkrası şu şekildedir: “Faaliyet izni kaldırılan ya da Fona devredilen bir bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulundurmuş olan gerçek kişi ortaklarının, kredi kuruluşunun kaynaklarını, kredi kuruluşunun emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının menfaatlerine kullandırmak suretiyle, kredi kuruluşunu her ne suretle olursa olsun zarara uğratmaları zimmet olarak kabul edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezasına hükmolunur; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen zararın müteselsilen ödettirilmesine karar verilir.”