Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vakıfların Vergi Bağışıklığına İlişkin Uygulamalarda Yürürlükten Kaldırılan 903 Sayılı Kanun ile Aynı Konuda Yürürlüğe Konulan 4962 Sayılı Kanun Hükmünden Doğan Anlaşmazlık

Suat BALLAR

Vakıfların vergi bağışıklığı üzerinde önemle durulması gereken bir konu olduğundan ilgili kanun ve tüzüğe göre değerlendirilmelidir.

Kanun, Tüzük, Vergi Tebliğleri, Denetim Yetkisi

Bir vakfın resmi senedinde yapılmak istenen “Vakıf yönetimi bir çalışma dönemi içinde elde edilen yıllık brüt gelirlerin en çok üçte birini yönetim ve yönetimi sürdürme giderleri ile yedek akçe ve malvarlığını arttırıcı yatırımlara harcamaya yetkili olup kalan gelirin en çok üçte ikisini vakıf amaç ve hizmet konularına tahsise zorunludur.” şeklindeki değişiklik metni hakkında Vakıflar Genel Müdürlüğü, 4.09.2006 tarihli yazısında “Yapılan değişiklikle, Vakfın gelirlerinin amaca harcama oranı olan %80’inin “üçte iki” olarak değiştirildiği görülmüştür. Vergi muafiyeti olan bir vakfın gelirlerinden amaca harcayacağı miktarı azaltmasının uygun olmadığı düşünülmektedir.” mütalaasında bulunmuştur.

I- Yasal Hükümler

Bilindiği üzere 13.07.1967 tarihinde yürürlüğe giren “Türk Kanunu Medenisi’nin Birinci Kitabının İkinci Babı Üçüncü Faslının Değiştirilmesi, Bu Kanuna Bazı Madde ve Fıkralar Eklenmesi, Bazı Vakıfların Vergi Muafiyetinden Faydalandırılması Hakkındaki 903 Sayılı Kanun yürürlüğe girmiş ve Kanunun 4. maddesi gereğince “Gelirlerinin en az %80'ini, nev'i itibariyle genel, özel ve katma bütçeli idareler bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesini istihdaf etmek üzere tahsisen kurulacağı kabul edilen vakıflara tahsis edilen miktar için, vergi muafiyeti tanınabilir.” hükmü öngörülmüştür.

Yeterli bir açıklamayı içermediği kanısında bulunduğum yasa hükmünün uygulanması, ilk kez 27.07.1970 tarih ve 7/1066 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe giren “Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzük”ün 37. maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda olmuştur. “Vergi Muaflığından Yararlanma ve Muaflığın Kaybı” başlıklı maddede öngörülen ilkeler aşağıda gösterildiği üzere tespit edilmiştir.