Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Mirasın Açılmasından Önce Mirasçıların Tereke Borçlarından Sorumluluğunda Geçerli Temel İlkeler ve Bu Sorumluluğun Sınırlandığı Haller

The Main Principles Regarding the Liability of the Heirs for the Debts of a Deceased Person before the Distribution of the Assets and the Exceptional Provisions for the Limitation of Such Liability

Ahu Ayanoğlu Moralı

Tereke pasifi mirasçılara kendiliğinden ve bir bütün olarak miras bırakanın ölümüyle intikal eder. Yasal ve atanmış mirasçılar kendilerine intikal eden tereke borçlarından tüm kişisel malvarlıklarıyla ve sınırsız olarak sorumludur. Bu sorumluluk kanunda öngörülen çeşitli hükümlerle konu ve miktar bakımından sınırlanmıştır. Bu çalışmada mirasçıların tereke borçlarından sorumluluğunda geçerli temel ilkelerin ve daha sonra sorumluluğun sınırlandığı istisnai hallerin açıklanmasına çalışılmıştır.

Tereke, Tereke Borçları, Külli Halefiyet, Miras, Resmi Tasfiye, Mirasın Reddi.

The liabilities pertaining to the estate of a deceased person passes to its heirs automatically upon the death of the such individual. The legal heirs and the heirs appointed by the deceased person prior to its death are liable for the debts of the estate with their personal assets without being subject to any limitations. This liability is however limited pursuant to certain provisions of the law in terms of subject matter and quantity. In this study, the main principles regarding the liabilities/debts of the heirs arising from the estate and the exceptional provisions for the limitation of such liability have been discussed.

Estate, Debts of the Estate, Heirs in Succession, Inheritance, Formal Winding-up, Rejecting of Inheritance.

GİRİŞ

Mirasın açılmasıyla birlikte, terekeye dâhil malvarlığı değerleri üzerinde çeşitli alacaklı gruplarının hak iddia etmesi söz konusu olabilir. Bu kapsamda, miras bırakanın alacaklılarını, münhasıran mirasın açılmasına bağlı olarak doğan borçların alacaklılarını ve mirasçıların kişisel alacaklılarını saymak mümkündür. Bu alacaklı gruplarının her birinin menfaati kendi alacağının öncelikle ve tümüyle ifa edilmesine yöneliktir. Miras bırakanın alacaklıları terekenin yanı sıra mirasçının kişisel malvarlığına; mirasçının alacaklıları ise mirasçının kişisel malvarlığı yanında mirasçıya terekeden düşecek miras payına el atma imkânı olsun ister. Mirasçıların hangi borçlardan ve hangi ilkeler çerçevesinde sorumlu olacaklarının belirlenmesi bu bağlamda önem taşır.

Mirasçıların miras bırakanın alacaklılarına karşı sorumluluğunu düzenleyen mülga Medeni Kanun’un (mülga MK) 582’nci maddesinde mirasçıların “müteveffanın borçlarından” müteselsilen sorumlu oldukları düzenlenmişti. Mülga MK m. 582’nin müteveffanın borcundan şeklindeki dar kapsamlı ifadesinden hareketle, mülga Medeni Kanun döneminde mirasçıların sadece miras bırakandan miras yoluyla geçen borçlar için müteselsil sorumluluklarının kabul edilmesi gerektiği ifade edilmekteydi1. Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) mülga MK m. 582’yi karşılayan 641’inci maddesinde müteveffanın borçları ibaresi yerine, bundan daha geniş bir kavram olan “tereke borçları” ibaresi yerinde bir şekilde tercih edilmiştir.

Tereke borçları denildiği zaman bu kavramın kapsamına öncelikle külli halefiyet prensibi gereği mirasçılara miras yoluyla intikal eden miras bırakanın kişisel borçları girer. Miras bırakanın kişisel borçlarının tereke borcu teşkil edeceği ve bunlardan mirasçıların sorumlu olacağı konusunda tereddüt yoktur.