Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Mülkiyet Hakkının Yeni Boyutu ve Bu Hakka Getirilen Daraltımların, Sınırlamaların Anayasaya ve İnsan Haklarına Uygunluğu

Şeref Ertaş

1. GİRİŞ

Mülkiyet hakkını bütün hakların anası olarak nitelendirmek hatalı olmaz.. Çünkü zaman içinde diğer malvarlığı haklarının bu haktan türediği kabul edilmektedir. Halkımız bunu “mal canın yongasıdır” şeklinde çok güzel bir şekilde ifade etmiştir. Çünkü mülkiyet olmadan diğer hakların da bir anlamı olmaz. Eşya üzerinde hak sahibi olmaya imkan vermeyen bir hukuk düzeni kişinin fikri, düşüncesi üzerinde de hak tanımaz Düşünce özgürlüğünüz var ama kitap alacak paranız veya düşüncenizi açıklayacak vasıta ve imkanımız yoksa düşünce özgürlüğünün de fazla bir anlamı olmaz. Yani düşüncemizi aksettirecek bir takım olanaklara sahip olmanız düşünce özgürlüğünün zorunlu bir varlık koşuludur. Bu bakımdan mal varlığı hakları içinde insan hakları kapsamında birinci sırada yer alması gereken hak, mesleki şövenistçe olacak ama, “mülkiyet hakkıdır” diye düşünüyorum.

Mülkiyet hakkı aynı zamanda hukukun da bir başlangıç kök hücresini teşkil eder. Hukuk önce “ben” sonra “bu benim” diyebilme tümcesi ile başlamıştır.

Bir çok hukuksal sistemde mülkiyet hakkının devletten de önce geldiği söylenebilir. Evrensel kutsal kitaplara baksanız, mülkiyet hakkı ile ilgili olarak kutsal kitaplarda, bu hak dokunulmaz bir hak olarak Tanrı tarafından insanlara bahşedildiğini görebilirsiniz.