Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Maddî Hukuk Anlamında Sulh Sözleşmesi

Settlement Agreement at the Substantive Law

Uğur Can METİN

Sulh sözleşmesi, tarafların, uyuşmazlık veya tereddüt yaşadıkları sözleşmeyi karşılıklı fedakârlıklar ile bertaraf etmeleridir. Bu hukukî işlemin sonucunda taraflar, uzlaşmaya dayanan yeni bir sözleşme yapmış olur. Sulh sözleşmesi Türk Borçlar Kanununda doğrudan düzenlenmemiştir. Taraflar tasarruf yetkisine sahip olmak şartıyla diledikleri bütün konularda sulh sözleşmesi yapabilir. Sulh sözleşmesi maddî hukuk açısından bir borcu, usul hukuku açısından ise bir davayı sona erdirir. İncelememizde sulh sözleşmesi maddî hukuk bakımından ele alınmıştır. Öncelikle sulh sözleşmesinin hukukî niteliğine yer verilmiş, ardından da hüküm ve sonuçları ele alınmıştır.

Sulh, Karşılıklı Fedakârlık, Uyuşmazlık veya Tereddüt, Mevcut Hukukî İlişki.

Settlement (compromise) agreement can describe as eliminating an agreement due to making concessions to between parties, which agreement have already legal disputes or hesitate in accordance with parties. As an outcome of this legal transaction automatically they will make a new agreement based on mutual sacrifice. Settlement agreement has not directly codification in Turkish Code of Obligations. Parties have right to make settlement agreement about whole topics, however on conditions that person who is a side of agreement should have power of disposition. Settlement agreement brings to end a legal obligation relating to substantive law. At the same time according to procedural law this agreement terminates a case. However in our analysing settlement agreement be examined within the frame of substantive law. First of all there is included legal characteristic of compromise. At the following part have been evaluated legal effects and results of this legal agreement.

Settlement, Mutual Sacrifice, Dispute or Hesitate, The Current Legal Agreement.

I. KAVRAM

Sulh, çoğunlukla bir edayı haklı kılma gayesi taşımaktadır1. Bu bakımdan sulh sözleşmesi özü itibariyle maddî hukuk açısından bir borcu usul hukuku açısından ise bir davayı sona erdirir2.

Sulh günlük hayat da barış ve uzlaşma manalarında kullanılmaktadır3. Hukukî açıdan bakıldığında ise sulh, tıpkı Mecellede de ifade edildiği gibi, iki tarafın anlaşarak aralarındaki nizayı (çekişmeyi) ortadan kaldırdıkları sözleşmedir4. Başka bir deyişle sulh, tarafların ortalama bir yolda birleşebilmek adına yaptıkları anlaşmadır5. Bugün kanunkoyucu sulhu niteliği ve hükümleri itibariyle düzenlememiştir. Bununla birlikte, bazı kanunlarda münferit çeşitli hallerde sulhtan bahsedilmiştir6. Kıta Avrupası hukuk sisteminde kanun koyucuların genel olarak sulhu tanımlama yoluna gittikleri görülmektedir. Gerçekten de, BGB”nin 779. paragrafında sulh şu şekilde ifade edilmiştir: “Sulh tarafların bir hukukî ilişki hakkındaki çekişme veya kuşkuyu karşılıklı fedakârlıklarla ortadan kaldırdıkları bir sözleşmedir.”. Fransız Medenî Kanununda da, sulh konusunda BGB § 779 hükmüne benzer bir tanıma yer verilmiştir7. Ancak Fransız Medenî Kanunu’nda, Alman Medenî Kanunu’ndan farklı olarak, doğması muhtemel ihtilâflarda sulhun kapsamına alınmıştır. Sulh, İsviçre hukuk sisteminde de geniş bir uygulama alanı bulmasına rağmen, İsviçre Borçlar Kanununda bu müesseseye yönelik kapsam ve unsurlar bakımından bir tanım kabul edilmiş değildir8.

Özetle maddî hukuk bakımından sulh sözleşmesi iç hukukumuzda ayrıntıya girilmeden ele alınmaktadır. Buna karşılık sulh, Batı’da bilhassa iş hukukunda taraflara makul yarar ölçütü çerçevesinde bir güvence oluşturduğundan büyük önem arz eder9. Bu bağlamda sulhun alternatif bir çözüm yolu olarak kapsamlı bir şekilde ele alındığı görülmektedir.