Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’de Bulunan Taşınmazlar Üzerinde Yabancı Gerçek Kişilerin Kanunî Miras Hakları Konusunda Güncel Gelişmeler

Current Developments Regarding Right of Succession of Aliens on Real Estate Located in Turkey

Emre ESEN

Milletlerarası Özel Hukuk, Miras Hukuku, Yabancılar Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku gibi farklı hukuk disiplinlerinin kesişme noktasında yer alması itibariyle gerek teoride gerekse pratikte önem arz eden, Türkiye’de bulunan taşınmazlar üzerinde yabancı gerçek kişilerin kanunî miras yoluyla mülkiyet edinmesi konusuna ilişkin temel Yabancılar Hukuku düzenlemesi olan Tapu Kanunu m.35 hükmünde zaman içinde muhtelif değişiklikler yapılmıştır. 19.07.2003 tarihine kadar, Tapu Kanunu m.35 hükmünde yer alan koşullar “miras hakkı” bakımından da aranmaktaydı. Ancak 19.07.2003 tarihinde yapılan değişiklikle, bu maddede yer alan koşulların “miras hakkı” üzerindeki etkisi ortadan kaldırılmış olmasına rağmen, mirasa ilişkin uyuşmazlıklarda murisin ölümü ânındaki yasal düzenlemelerin uygulanması prensibi gereğince, 19.07.2003 tarihinden önce gerçekleşen ölümlere ilişkin miras meselelerinde Tapu Kanunu m.35 hükmü 29.12.1934–19.07.2003 tarihleri arasında yürürlükte bulunan içeriğiyle uygulanmaya devam etmektedir. Ne var ki, Tapu Kanunu m.35 hükmünün 29.12.1934–19.07.2003 tarihleri arasında yürürlükte bulunan düzenlemesi, AİHS’e ek (1) no.lu Protokol m.1 hükmüyle ve bu hükmü yorumlayan AİHM içtihatlarıyla bağdaşmamaktadır ve Tapu Kanunu m.35 hükmünün, (1) no.lu Protokol m.1 hükmüne uygun olarak yorumlanması ve uygulanması suretiyle, miras hakkı üzerindeki bütün etkilerinin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 12.05.2014 tarihli kararında, AİHS hükümlerine ve AİHM içtihatlarına istinaden aynı sonuca varılmış olması önemlidir.

Taşınmazlar Üzerindeki Kanunî Miras Hakkı, Yabancı Gerçek Kişiler, Mütekabiliyet, Tapu Kanunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi.

Acquisition of property by aliens on real estate located in Turkey through right of succession is an important issue both in theory and practice, which stands on the intersection point of Private International Law, Inheritance Law, Aliens Law and Human Rights Law. Basic legislation of Aliens Law about the issue is Land Registry Code art.35 which has been amended at different times. Between 29.12.1934 and 19.07.2003, conditions regulated in art.35 were required not only to acquire property by aliens on real estate located in Turkey but also to acquire the right of succession thereon. The amendment made on 19.07.2003 completely abolished the effect of art.35 on acquisition of right of succession. However, according to the main principle of inheritance law which requires the right of succession to be subject to legislation which is in force at the time of death of deceased person, art.35 is still applied with its content in force between 29.12.1934 and 19.07.2003 if time of death of deceased person was before 19.07.2003. However, the version of art.35 in force between 29.12.1934 and 19.07.2003 is in conflict with European Convention on Human Rights P1-1 and with jurisprudence of European Court of Human Rights. Therefore, by means of interpretation and application of art.35 in force between 29.12.1934 and 19.07.2003 in accordance with P1-1 and related jurisprudence, all legal effects of art.35 on right of succession should be completely disregarded. It is worthy of consideration that Turkish High Court 8th Circuit has shared the same view in the latest judgment of 12.05.2014.

Right of Succession on Real Estate, Aliens, Reciprocity, Land Registry Code, European Convention on Human Rights.

Yabancı gerçek kişilerin, Türkiye’de bulunan taşınmazlar üzerinde kanunî miras yoluyla mülkiyet edinmesi Türk Hukukunun önemli meselelerinden biridir. Bu önemin temel sebebi, meselenin, Milletlerarası Özel Hukuk, Miras Hukuku, Yabancılar Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku gibi farklı hukuk disiplinlerinin kesişme noktasında yer almasıdır. Öyle ki, bu hukuk disiplinlerine ait ilkeleri dikkate almaksızın, yabancı gerçek kişilerin Türkiye’deki taşınmazlar üzerindeki kanunî miras haklarına ilişkin meselelere hukuken geçerli çözümler getirmek mümkün değildir.

Yabancı gerçek kişilerin, Türkiye’de bulunan taşınmazlar üzerinde kanunî miras hakkına sahip olması; öncelikle yabancılık unsuru taşıyan bir özel hukuk meselesi olması itibariyle Türk Milletlerarası Özel Hukuk kurallarını, mirasa ilişkin maddî hukuk kurallarının yer aldığı Türk Miras Hukuku kurallarını, mirasçıların yabancı olması hâlinde devreye giren Türk Yabancılar Hukuku kurallarını ve mülkiyet hakkının [kısaca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) olarak anılan] “İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleşmesi1”nde2 bir insan hakkı olarak öngörülmesi nedeniyle İnsan Hakları Hukukunu3 ilgilendirmektedir.

Yukarıda anılan kuralların bir kısmı, bugüne dek uygulamada dikkat çekici bir probleme sebep olmamıştır. Meseleye ilişkin Türk Milletlerarası Özel Hukuk kurallarının veya Türk Miras Hukuku kurallarının kronik bir rahatsızlığa yol açtığını söylemek mümkün değildir. Buna karşılık, meseleye ilişkin Türk Yabancılar Hukuku kuralları uygulamada birçok soruna yol açmış ve buna bağlı olarak AİHS hükümlerine ve bu hükümlerin yorumlandığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına uygun olup olmadıkları tartışması yaşanmıştır.