Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. Maddesi ile Markalar Kanunu Tasarısı Taslağının 14. Maddesinin Karşılaştırılması

Selin SERT

556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesi hükmüne göre bir marka, tescil tarihinden itibaren beş yıl boyunca haklı bir neden olmaksızın kullanılmazsa iptal edilecektir. Marka kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber artık markaların kanun hükmünde kararnameyle değil kanun ile düzenlenmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu açıdan markaların artık daha kapsamlı bir düzenleme olan kanunla düzenlenmesi daha büyük ihtiyaçları da karşılayabilecektir. Makalemizde KHK m. 14 hükmü ile Markalar Kanunu Tasarısı Taslağı nın 14. maddesi hükmü arasındaki farklılıklar eleştirisel bir bakış açısıyla incelenmiştir.

Marka , Markanın Kullanılması, Markanın Kullanılması Sayılan Haller, Markanın Hükümsüzlüğü

- 1 -

Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 14. maddesi hükmüne göre markanın, haklı bir neden bulunmadan beş yıl boyunca kullanılmamasından dolayı iptalinin söz konusu olabilmesi için, gereken beş yıllık sürenin başlangıcı olarak markanın tescil tarihi kabul edilmiştir. Tescil tarihi ile neyin kastedildiği hususu tartışmalıdır. Birinci görüşe göre; tescil tarihi başvuru sahibine tescil belgesinin verildiği tarihtir. KHK m. 39/1 hükmüne göre; “Bu kanun hükmünde kararname ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre başvurusunu eksiksiz yapmış veya eksikliklerini gidermiş ve süresi içerisinde hakkında itiraz yapılmamış veya yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiş bir başvuru tescil edilerek sicile kaydedilir. Başvuru sahibine “marka tescil belgesi ” verilir…” denilmektedir. Bu hükümden anlaşılması gereken tescil tarihi ile ifade edilmek istenenin; marka tescil belgesinin verildiği tarih olduğudur2. İkinci görüşe göre ise; tescil tarihinden kastedilen, marka tescili için başvurunun yapıldığı tarihtir. Çünkü; markaya ilişkin koruma bu tarihten başlatıldığı gibi koruma süresi olan on yıllık süre de bu tarihten itibaren başlamaktadır3. Kanımızca; tescil tarihi ile kastedilen, marka tescil belgesinin verildiği tarihtir. Çünkü; marka için başvuruda bulunan kimse, marka hakkını, başvurusuna yönelik olan itirazlar sonuçlandıktan veya itiraza ilişkin sürelerin geçmesinden sonra kullanabilecektir. Bu sürenin ise ne kadar olacağı belli olmadığından marka sahibinin mağdur edilmemesi için tescil tarihi ile ifade edilmek istenenin marka tescil belgesinin verildiği tarih olduğunu kabul etmek en doğrusu olacaktır. Markayı kullanma yükümlülüğü tescil belgesi verildikten sonra doğmakta, bu tarihe kadar kullanma yükümü bulunmamaktadır.

Marka Kanunu tasarısı taslağı 556 sayılı KHK’deki bu belirsizliği yok etmek için kullanım yükümüne ilişkin beş yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak markanın tescil edildiğinin gazete de yayımlandığı tarihten başlaması kabul edilmiştir. Böylece marka sahibi marka tescili için başvurusunu yaptıktan sonra markaya yönelik olarak yapılacak itirazlar ve bu itirazlara ilişkin süreler geçecek ve son olarak marka tescil edilip bu tescil gazetede yayımlandıktan sonra marka sahibi bakımından kullanım yükümü başlayacaktır. Kullanım yükümünün başlangıcı olarak markanın gazetede ilan edildiği tarihin kabul edilmesi kanımızca isabetli olmuştur. Çünkü; marka sahibi markasını ancak marka tescil başvurusu ve itiraz prosedürleri bittikten sonra kullanabilecektir. İtiraz prosedürleri bitmeden ve marka tescil belgesi verilip markanın gazetede ilanı yapılmadan marka sahibini markayı kullanım yükümüne tabi tutmak hakkaniyete de aykırı olacaktır.