Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kefalet Sözleşmesi Hükümlerinin Kira Sözleşmeleri Bakımından Değerlendirilmesi

Evaluation of Contracts of Surety Provisions in the Context of Lease Contracts

Özlem ACAR ÜNAL

Kira sözleşmeleri için bir teminata ihtiyaç duyulması halinde, uygulamada sıklıkla başvurulan yöntemler arasında ilk sırada kefalet sözleşmeleri gelmektedir. Bu çerçevede kefil, kiraya veren bakımından kişisel bir güvence oluşturmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte kefalet sözleşmesi hükümlerinde önemli bir takım değişiklikler yapılmıştır. Özellikle kefalet sözleşmesinin şekli, kefilin eşinin rızasının gerekliliği gibi daha önceki Borçlar Kanunu’nda bulunmayan yeni hükümler getirilmiştir. Söz konusu hükümler, kira sözleşmelerini teminat altına almak için yapılan kefalet sözleşmeleri bakımından da ayrı bir öneme sahiptir. Çalışmamızda kira sözleşmeleri için verilen kefaletlerin şekli, kefilin ehliyeti, sorumluluğunun kapsamı ve sona ermesi gibi hususlar ayrıntılı bir şekilde incelenerek, Yargıtay kararları ışığında uygulamada karşılaşılabilecek sorunlar tespit edilmeye çalışılmıştır.

Kefalet Sözleşmesi, Kira Sözleşmesi, Kiracı, Kiraya Veren, Kefil.

In the case any warranty is needed for lease contracts, the contract of surety becomes first among any methods applied practically. In this context the guarantor developes a personal security for the lessor. As the inurement of Turkish Code of Obligations, numbered 6098, some significant changes has been introduced in the provisions of Contract of Surety. Especially new provisions which were not mentioned in the previous version of the code was introduced, including the form of Contracts of Surety and the necessity of guarantor’s husband/wife’s consent. Those provisions are also have significant importance for the Contracts of Surety that is made to securitize lease contracts. In our study, with the enlightment of Supreme Court Decisions, it is aimed to predict issues that can be encountered in practice, by elaborately studying the form of guarantee, the capability of the guarantor, the extent of the responsibility and the ending of responsibility.

Contract of Surety, Lease Contracts, Lessee, Lessor, Guarantor.

Kefalet sözleşmesinin genel tanımı1, TBK md. 581 hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir”.

Kefalet sözleşmesinin taraflarını kefil ve alacaklı oluşturmaktadır. Her ne kadar kefalet sözleşmesinin yapılmasının temel sebebi, asıl borç nedeniyle alacaklıya teminat vermek olsa da borçlu sözleşmenin tarafı değildir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak, kefalet sözleşmesinin yapılması için borçlunun onayı gerekmemektedir2. Hatta borçlu açıkça kefalet sözleşmesinin kurulmasına karşı çıkmış olsa dahi, kefil ve alacaklının kefalet sözleşmesi yapmasına bir engel yoktur. Zira kefalet sözleşmesi her zaman için borçlunun yararına yapılan bir sözleşmedir3.

Kefalet sözleşmesi kural olarak tek tarafa borç yükleyen ivazsız bir sözleşmedir. Zira kefalet sözleşmesinde genellikle yalnızca kefil borç altına girmekte, alacaklının ise bir karşı edim yükümlülüğü bulunmamaktadır4. Ancak alacaklının da karşı edim yükümlülüğü altına girerek, kefalet sözleşmesinin iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olarak yapılması da mümkündür5.