Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Adli Kontrol

Judicial Control

Özge SIRMA GEZER

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte Türk ceza usul hukuku sisteminde yer edinen yeni koruma tedbirlerinden biri de adli kontrol tedbiridir. CMK’da yapılan değişikliklerle adli kontrol tutuklamaya alternatif bir koruma tedbiri olması öngörülmektedir.

Ceza Muhakemesi Hukuku, Ceza Muhakemesi Kanunu, Adli Kontrol, Tutuklama, Koruma Tedbirleri.

Within the become effective of the Turkish Law of Criminal Procedure number 5271, we have some new protection measures in Turkish Criminal Procedures. In this article we will discuss one of these measures called Judical Control Measure.

Criminal Procedure Law, Code of Criminal Procedure, Judicial Conrol, Arrest, Protection Measures.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmesi ile birlikte Türk ceza usul hukuku sisteminde yer edinen yeni koruma tedbirlerinden biri de adli kontrol tedbiridir. CMK, kişi özgürlüğüne ağır bir müdahale oluşturan tutuklamanın amacını gerçekleştirmek üzere, 109 vd. maddelerinde yer verdiği düzenlemeler ile ölçülülük ilkesini de yerine getirmeyi amaçlamıştır. Bu şekilde, Anayasa m.38 ve AİHS m.6/2’de yer alan adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından birini teşkil eden suçsuzluk karinesi de adli kontrol tedbirinin uygulanması ile birlikte korunmuş olmaktadır1. Fransız CMK’nda yer alan sistem örnek alınarak getirilen CMK m.109’a göre, bir suç nedeniyle yürütülen soruşturmada, tutuklama nedenlerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilir. 6352 Sayılı Kanun ile 109. maddede yapılan değişiklik sonucunda adli kontrol için daha önce öngörülen “üst sınırı üç yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren bir suç sebebiyle yürütülen soruşturma”nın bulunması koşulu kaldırılmıştır. Bunun yanında CMK’nın 100’üncü maddesine getirilen ve “Sadece adlî para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.” tutuklama yasağı hükmü düzenlenmiş böylelikle adli para cezasını veya iki yılı aşmayan cezayı gerektiren suçlarda tutuklama şartlarının varlığı halinde adli kontrol tedbirine hükmedilebilecektir. 6352 sayılı kanunla yapılan söz konusu değişikliklerle adli kontrol için öngörülen ceza sınırının ortadan kaldırılması ile birlikte, adli kontrolün gerçek anlamda tutuklamaya alternatif bir koruma tedbiri haline getirildiğini söylemek yanlış olmayacaktır2. Ne var ki, gerek adli kontrole başvurmak için soruşturma ya da kovuşturmaya konu olan suçun 3 yıldan az cezayı gerektirmesi koşulunun kaldırılması gerek başvurulabilecek adli kontrol tedbirlerinin kapsamının genişletilmesine rağmen, uygulamada istenen sonucun alınmadığı ve çoğu zaman da adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının neden sonuç vermeyeceğine ilişkin gerekçe göstermeye bile gerek duymadan adli kontrol yerine tutuklama kararı verilmesine devam edildiği gözlemlenmektedir3.

Soruşturma evresinde adli kontrol tedbirine yer veren ülkelere baktığımızda tutuklamanın kişi özgürlüğüne müdahale yönünden en son çare olduğu açıkça görülmektedir. Söz gelimi İtalya’da adli kontrole ilişkin bazı düzenlemelere yer verilmektedir. İtalyan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yurtdışına çıkış yasağına ilişkin 281. maddesinde yer alan düzenlemeye göre şüpheli hakim kararı olmaksızın ülke sınırları dışına çıkamaz. Aynı kanunun 282. maddesine göre, şüpheli hakim tarafından belirlenen gün ve saatlerde adli polise başvurmak mecburiyetindedir. Bunun yanı sıra İtalyan CMK’nın aynı maddesine 2001 yılında eklenen düzenleme ile şüphelinin hakim kararı ile aile evinden ayrılması ve izinsiz geri gelememesi hükmü getirilmiştir. 283. maddede ise şüphelinin belirli yerlerden ya da bölgelerden hakim kararı olmaksızın uzaklaşamayacağı öngörülmüştür.4

Avusturya hukukunda da tutuklamanın amacına ulaşması için kimi alternatif tedbirlere yer verilmektedir. Kaçmama sözü verme, hakimin izni bulunmadan belli yerlerden uzaklaşamama, belirlenen bir yerde ikamet etme, belli bir yerde bulunmaktan ya da belli bir kişiyle görüşmekten kaçınma, alkol kullanmama, çalışma, belli makamlara başvurma, geçici olarak seyahat belgelerini ya da ehliyetini teslim etme, teminat gösterme ve gözetim yardımcısını kabul etmektir5.