Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İmar Planlarına Karşı İtiraz ve Dava Açma Süresi Yönünden Güncel Karar Analizi

An Up-To-Date Decision Analysis with Regard to Time Limitation of Challenge and Litigation Against Zoning Plans

İdari işlem nedeniyle menfaati ihlal edilenler iptal davası açmadan önce İdari Yargılama Usulü Kanunun 11. maddesinde yer alan başvuru yolunu tüketebilirler. İhtiyari bir başvuru yolu öngören bu düzenlemede idare, ilgilinin başvurusuna 60 gün içinde yanıt vermez yani suskun kalırsa başvurunun zımnen reddedildiği kabul edilir. Bu zımni ret kararından sonra ilgili kalan süresi içinde dava açmaz ise dava açma hakkı sona erer. Danıştay’ın yerleşik uygulamasına göre, zımni ret kararından sonra başlayan dava açma süresi geçtikten sonra, idareden gelen açık ret cevabı üzerine dava açılamamaktadır. Ancak son zamanlarda bu konuda Danıştay, idarenin yargısal denetiminin işlerliğinin tam olarak sağlanması ve mülkiyet hakkının korunması yönlerinden içtihat değişikliğine gitmiştir.

Dava Açma Süresi, İdari Başvuru, Hak Arama Hürriyeti.

People whose interests are violated due to an administrative operation may use the remedy envisaged by the article 11 of the Code of Administrative Procedure before they file a motion to set aside. This remedy offers an optional application to the administration and if the administration does not give any reply in 60 days that means the application is rejected implicitly. Following this rejection, if the claimant does not bring an action in the remaining time he loses this right. According to the conventional application of the State Council, when the time of litigation is elapsed after the implicit rejection, it is not possible to bring an action upon an explicit rejection by the administration at a later time. However, State Council has made a change in this jurisprudence recently, to ensure the functionality of the judicial review of the administration and to protect the right of property.

Time Limits to Bring an Action, Administrative Application, Right to Legal Remedies.

İdarenin yargısal denetimi ve buna egemen olan usul hukuku ilke ve kurallarının belirlenmesinde yargısal kararlarının önemi tartışılmazdır. Hukuka bağlı idare anlayışının sağlanması ve böylelikle hukuk devletinin gerçek anlamda tesisi yönünden idari yargının etkin fonksiyonun bulunduğu kabul edilmektedir. İdari faaliyetlerin düzenlenmesinde hukuka bağlı kalması gereken idarenin bu kapsamda tesis ettiği işlemler ya da gerçekleştirdiği eylemler ile taraf olduğu sözleşmelerin yargısal denetiminde sürekli uygulanagelen temel usul hukuku ilke ve kurallarının, mevzuat değişikliği, temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda farklı yaklaşımların benimsenmesi ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyumun sağlanması gibi nedenlerle değişmesi kaçınılmazdır. Bu bağlamda yerleşik yargı kararlarında yaşanan değişikliğin, bundan en çok etkilenecek olan idarenin işleyişinde ya da uygulamalarında yeni düzenlemelerin yapılmasına da neden olacaktır.

Bu genel yaklaşımdan hareketle bu çalışmada imar planlarının yürürlüğe girmesi sürecinin aşamalarından biri olan planların askıya çıkarılması, plana itiraz edilmesi, planların kesinleşmesi ve idari dava açılması konularında yerleşik Danıştay uygulaması ele alındıktan sonra, asıl üzerinde durulacak konu, planlara karşı askı süresi içinde -2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. Maddesi kapsamında- yapılan bir başvuru üzerine, idarenin altmış gün suskun kalmasından sonra ortaya çıkan zımni ret kararı üzerine süresi içinde yargı yoluna başvurmayan ilgilinin, dava açma süresinin geçmesinden sonra idarenin olumsuz yanıtının gelmesi üzerine, dava açılmasının mümkün olup olmadığı üzerinde durulacaktır. Danıştay’ın bugüne kadar uygulamasına bakıldığında bu sorunun yanıtı, “dava açma süresi geçtikten sonra idareden gelen yanıt dava açma süresini canlandırmayacaktır” olacaktır.

Çalışma niteliği itibariyle bir karar analizi olduğundan az önce yer verilen hukuki konu üzerindeki tartışmayı Danıştay 6. Dairesinin güncel kararları çerçevesinde yapacağız. Çünkü Danıştay 6. Dairesi bu konuda yerleşik uygulamasında değişikliğe gitmiş ve önüne gelen ilk derece mahkemelerinin süre yönünden ret kararları hakkında bozma kararı vermeye başlamıştır.