Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnsan Haklarının İnsani Uluslararası Hukuk Normlarının Oluşumunda Etkisi

The Effect of Human Rights in The Formation of International Humanitarian Legal Norms

A. Fusun ARSAVA

İnsan haklarının 1945’ten itibaren gösterdiği gelişme insani uluslararası hukuku etkilemektedir. Askeri operasyonlar çerçevesinde alınan önlemler sadece insani uluslararası hukuka veya uluslararası ceza hukukuna göre değil, insan haklarına göre de denetlenmektedir.

Cenevre Konvansiyonlarında ve bu konvansiyonlara ilişkin I No.lu ek protokolde çok sayıda kişi ve obje zararla karşılığın uygulama alanı dışında bırakılmış olsa da, uluslararası hukuk enstrümanı olarak sivil halka karşı zararla karşılık uygulaması devam etmektedir.

Makalede sivil halka karşı silahlı güç içeren zararla karşılığın meşruiyeti ve haklılığı tartışmaları yanısıra, bu çerçevede insani uluslararası hukukun şekillenmesinde insan haklarının oynadığı role ışık tutulmaktadır.

Zararla Karşılık, İnsani Uluslararası Hukuk, Cenevre Protokollerine Ek Protokol, Martens Kuralı.

Effect of Human Rights on Formation of Humanitarian International Law Norms The development of human rights has been effected humanitarian international law since 1945. Measures in the framework of combat operations are controlled accordingly not only with humanitarian international law or international criminal law but also human rights.

As an international law instrument mutual harming practice against civil society in progress even if a large number of people and object are excluded from mutual harming in Geneva Conventions and Additional Protocol 1 to Geneva Conventions.

This article sets light to legitimacy of armed force mutual harming against civil society as well as the role of human rights on configuration of humanitarian international law in this framework.

Mutual Harming, Humanitarian International Law, Additional Protocol to Geneva Conventions, Marten’s Rule.

İnsan haklarının 1945’ten itibaren gösterdiği etkinlik demokratik anayasaya sahip devletlerde prensip olarak her hükümet tasarrufunun insan hakları ölçütlerine göre değerlendirilmesine yol açmaktadır. Bu durum büyük ölçüde güvenlik politikası kararlarını ve askeri kararlarını hukuki düzenlemelerle yargı denetimi dışında bırakılan Avrupa Konseyi üyesi devletler için de geçerlidir. AİHM silahlı kuvvetlerin askeri operasyonlar çerçevesinde aldıkları önlemlerin sadece insani uluslararası hukuka veya uluslararası ceza hukukuna göre değil, insan hakları muvacehesinde de denetime tâbi olduğunu 2011 tarihli Al-Jedda1 ve Al-Skeini2 davalarında verdiği kararlarla teyit etmiştir.

Bir uluslararası hukuk enstrümanı olarak karşımıza çıkan askeri gücün kullanıldığı zararla karşılık durumlarında insani uluslararası hukukun gereğinin yerine getirilmesi gerekmektedir. İnsani uluslararası hukukun ihlâl edilmesi nedeniyle cevap olarak yahut hukuka aykırı eylemlerin sona erdirilmesine matuf olarak bir uyuşmazlık tarafının diğerine karşı zorlayıcı önlemler alma hakkı bulunmaktadır. Silahlı güç kullanılan zararla karşılığın etkilerini göstermek amacıyla bu çerçevede zararla karşılığın dayanak ve sınırlarını ortaya koyan Amerikan iç savaşındaki uygulama örnek olarak gösterilmektedir.

Konfederal ordunun Birlik ordusuna karşı başarılı bir operasyonu ertesinde Birlik askerleri karşılık olarak konfederal ordu birliğinden ellerindeki 7 tutsağı herhangi bir prosedür uygulamaksızın asmıştır. Konfederal ordu birliği komutanı bunun üzerine ellerinde tutsak olarak bulunan 7 Birlik askerini astırmıştır. Konfederal ordu birliği komutanı albay Birlik ordusu komutanına (General Sheridon) yazdığı mektupta tutsak olarak ellerinde bulunan Birlik askerlerine bundan böyle Birlik tümenleri tarafından Konfederal güçlere karşı bir barbarlık yapılmadığı nispette insani davranılacağını bildirmiştir. Birliğin zaferi ile sonuçlanan savaş ertesinde albay savaş suçu nedeniyle yargılanmıştır3. Bu örnek silahlı güç kullanılmasını içeren hukuka uygun bir zararla karşılığın sınırlarını ortaya koymaktadır.