Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Mirasçıların Paylaşma Konusu Mallara İlişkin Ayıba Karşı Tekeffül Sorumlulukları

Warranter Responsibilities of Inheritors on Goods Subject to Partition

Tolunay OZANEMRE YAYLA

Mirasçıya özgülenen tereke malının ayıplı olması durumunda Türk Medeni Kanunu’nun 679. maddesinin birinci fıkrası uygulama alanı bulur. Bu hüküm, mirasçıların satım hükümlerine göre sorumlu olacakları düzenlemesini içermektedir. Dolayısıyla, mirasçıların ayıp konusu mal bakımından birbirlerine karşı sorumluluklarında Türk Borçlar Kanunu’nun 219 vd. hükümleri uygulama alanı bulur. Ancak söz konusu hükümlerin uygulanmasında mirasın paylaşılmasına ilişkin bir takım özellikler dikkate alınacak ve dolayısıyla söz konusu hükümler mirasın paylaşılmasının ve mirasçılar arasındaki ilişkinin yapısına uygun düştüğü ölçüde uygulama alanı bulacaktır. Bu çalışmada, mirasçıların ayıba karşı tekeffül sorumluluğu bu açıdan ele alınarak sistematik bir şekilde incelenmeye çalışılmıştır.

Mirasçı, Ayıba Karşı Tekeffül, Sorumluluk, Garanti Sorumluluğu, Mirasın Paylaşılması.

In case the heritage good allocated to the inheritor is defective, I clause of the Article 679 of Turkish Civil Law finds a space to be applied. This provision contains the regulation on that inheritors will be responsible according to the sale provisions. Thus, in addition to other provisions, the Article 219 of Turkish Law of Obligations finds a place to be applied to the responsibilities to each other in terms of the defective good. However, for the application of these provisions, some features on the partition of the heritage will be considered, and so, these provisions will be applied as these provisions are suitable for the partition of the heritage and appropriate to the relation among the inheritors. In this study, the warranter responsibility of the inheritors is tried to be examined with reference to there matters, in a systematic manner.

Inheritor, Warranter, Responsible, Guarantee Responsibility, Partition of the Heritage.

GİRİŞ

Mirasçıya özgülenen bir tereke değerinin ayıplı olması durumunda Türk Medeni Kanunu’nun 679/I hükmünde satım hükümlerine yapılan atıf gereği satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğu uygulama alanı bulacaktır. Ancak mirasın paylaşılması ile satıcı ile alıcı arasında gerçekleşen satış sözleşmesi özdeş nitelikte olmadığından, satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna ilişkin hükümler, mirasçıların ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna doğrudan uygulanamazlar. İlgili hükümlerin mirasçılar arasındaki ilişki dikkate alınarak ancak kıyasen uygulanması söz konusu olabilir. Bu halde öncelikle mirasçıların ayıba karşı tekeffül sorumluluğu bakımından Türk Medeni Kanunu’nun 679/I hükmünde yer alan düzenleme ele alınacak ve bu konu altında hükmün uygulama alanı belirlendikten sonra mirasçıların ayıba karşı tekeffül sorumluluğu, sorumluluğun kapsamı, şartları, hükümleri ve en nihayetinde sorumluluğa uygulanacak zamanaşımı incelenecektir.

I. MİRASÇILARIN AYIBA KARŞI TEKEFFÜL SORUMLULUĞU BAKIMINDAN TÜRK MEDENİ KANUNU’NUN 679/I HÜKMÜNDE YER ALAN DÜZENLEME

Mirasın paylaşılmasından sonra, özgüleme konusu tereke değerinin ayıplı çıkması durumunda Türk Medeni Kanunu’nun1 679. maddesi I. fıkrası hükmü atfıyla satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğu hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

Türk Medeni Kanunu’nun 679. maddesinin I. fıkrası hükmü şu ifadeyi taşımaktadır: “Paylaşmanın tamamlanmasından sonra mirasçılar, paylarına düşen mallar için birbirlerine karşı satım hükümlerine göre sorumludurlar.” Bu şekilde, kanunda yapılan atıf gereği, mirasçılardan birine özgülenen tereke malı bakımından ilgili malın ayıplı olması durumunda Türk Borçlar Kanunu’nun2 satış sözleşmesinde satıcının ayıptan sorumluluğunun düzenlendiği 219 ve devamı hükümleri uygulama alanı bulacaktır.3