Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Prof. Dr. Sacit Adalı’ya

Haşim KILIÇ

90’lı yılların başındayız. Rahmetli Turgut Özal’ın açtığı nefes yollarının tıkanmaya başladığı dönem. Vesayet odaklarının kimseyi yanına yaklaştırmadıkları kurumların en başındaki Anayasa Mahkemesi’ne seçilmiş olmam Turgut Bey’e yaşatılacak azap yıllarının da başlangıcı oldu. Öyle yoğun ve bitmeyen bir saldırı altında yaşarken, boşalan üniversite kontenjanına (o da rahmetli olan) Prof. Dr. Süleyman Arslan atandı. Hukuksal ve ahlaki hiçbir değer taşımayan usuli bir eksiklik nedeniyle Süleyman Hoca istifaya zorlanarak seçim geçersiz kılındı. Usuli eksiklikten ziyade Süleyman Hoca’nın dünya görüşü, değerleri, hayata bakışı vesayet odaklarından onay alamamıştı. Bu duruma çok içerleyen ve öfkelenen Cumhurbaşkanı Turgut Bey, Prof. Sacit Adalı’yı geçici izinle gittiği Azerbeycan Kafkas Üniversitesi’nden getirterek ve “inadına” seçerek üzüntüsünü biraz olsun hafifletecekti. Nitekim Sacit Bey Cuma günü yemin ederek görevine başlarken, ertesi günü (Cumartesi) Turgut Özal’da Allah’ın rahmetine kavuşarak öteki dünya hayatına başlıyordu. Cumhurbaşkanı’nın ölmeden önce konuştuğu son kişi olarak yaptığı atamadan gönül hoşluğu içinde gittiğine şahidim. Gönül insanını yeri gelmişken rahmetle bir kez daha anıyorum.

Sacit Adalı’nın gelişi mahkemedeki sıkıntılı günlerimin zirve yaptığı bir dönemde bana da büyük güç kattı. Güçlüler karşısında mazlumların yanında olmak, seslerini çıkaramayanların sesi olmak, onurlu bir mücadelenin tarihte kalan izleri olarak hafızamda canlılığını korumaktadır.

“Sacit Adalı kimdir” diye soranlara verilecek tek bir cevap vardır; Yüreğine bütün insanlığı sığdırabilen bir büyük gönül insanı. Yüreği tüm farklılıkların kendine yer bulduğu büyük mekân. Yaşadığı büyük sıkıntılara rağmen bir gün bile şikâyet etmeyen zarif insan. Dostlarının derdini, sıkıntısını öncelikli kabul eden güçlü yürek.