Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Alman Ceza Hukuku’nda Meşru Müdafaa Sınırlarının Aşılması (ALM. CK. m. 33)

The ‘Excessive Self-Defense’ in German Criminal Law (German Criminal Code Art. 33)

H. Sefa ERYILDIZ

Meşru müdafaa sınırlarının aşılması, Türk Ceza Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrası ile birçok ortak nokta arz eden Alman Ceza Kanunu’nun 33. maddesinde, kusur sorumluluğunu ortadan kaldıran bir mazeret sebebi olarak düzenlenmektedir. Bu makalede, Alman Ceza Hukuku’nda meşru müdafaa sınırlarının aşılmasına ilişkin objektif ve sübjektif koşullar, Alm. CK. 33. maddesinin uygulama alanları ve tartışmalı noktalara ilişkin Alman öğreti ve uygulama görüşleri ortaya konulmaktadır.

Alman Ceza Hukuku’nda meşru müdafaa sınırlarının aşılması, Savunma sınırlarının nitelik bakımından aşılması, Savunma sınırlarının zaman bakımından aşılması, Meşru müdafaa sınırlarının bilinçli ve bilinçsiz olarak aşılması, Meşru müdafaa sınırlarının üçüncü kişi yararına yapılan savunma sırasında aşılması.

The ‘Excessive Self-Defense’ under German Criminal Code Article 33 which has many common points with Turkish Criminal Code Article 27-(2), is formed as a reason of absence of fault-based criminal liability. In this article, the objective and subjective requirements regarding the excessive self - defense in German Criminal Law, the areas of application of German Criminal Code Article 33 and different views in the German doctrine regarding controversial points in this matter are revealed.

Excessive Self-Defense in German Criminal Law, Quantitative Excess, Extensive Excess, Conscious Excessive Self-Defense, Unconscious Excessive Self-Defense, Excessive Self-Defense in acting in self-defense and defense of a third party.

I. GENEL OLARAK

Hukuk düzeninin, meşru müdafaa hallerinde ortaya çıkan tehlike ve zorluklara rağmen ölçülü ve gerekli olan savunma araç ve yönteminin seçilmesi konusundaki emri, meşru müdafaada bulunan kişi açısından zorlu bir yükümlülük anlamına gelebilmektedir. Zira haksız bir saldırıya maruz kalan kişi, kendi üzerindeki hâkimiyetini kolayca kaybedebileceği bir hal içerisindeyken, soğukkanlılığını ve hukuka bağlılığını muhafaza etmek zorundadır. Diğer yandan saldırganın da, hukuk düzeninin kendisine garanti ettiği korumadan sınırsız bir şekilde faydalanması düşünülemez.

Hali hazırda 1851 tarihli Prusya Ceza Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca, meşru müdafaa ile meşru müdafaa sınırlarının telaş, korku veya panik sebebiyle aşıldığı haller aynı hukuki düzeyde ve dolayısıyla birer hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilmişti1: ‘Fiilin meşru müdafaa nedeniyle zorunlu olduğu halde, suç veya kabahat yoktur. Meşru müdafaa, mevcut ve kendisine ya da başkalarına yönelen hukuka aykırı bir saldırıdan korunmak için gerekli olan savunmadır. Failin sadece telaş, korku veya panik nedeniyle savunma sınırlarını aşması, meşru müdafaa ile aynı sayılır.

1851 tarihli Prusya Ceza Kanunu’nun 41. maddesi aynı şekliyle 1871 tarihli Alman Krallık Ceza Kanunu’nun 53. maddesi olarak yürürlüğe girmiş ve 1975 tarihinde yapılan değişikliklere kadar geçerliliğini korumuştur. 1975 yılında söz konusu 53. madde, bazı ufak değişikliklere uğramış ve bu tarihten sonra artık Kanunun 33. maddesi olarak uygulanmaya devam edilmiştir. Halen yürürlükte olan Alman Ceza Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca: ‘fail meşru müdafaanın sınırlarını telaş, korku veya panik nedeniyle aşarsa, cezalandırılmaz.