Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yürütmenin Durdurulması Kararlarına Yapılan İtirazlar Üzerine Verilen Kararların Kesinliği Sorunu

The Certainty Problem of the Judgements Given on the Appeals to the Orders for Stay of Execution

İsmail ÜZGÖR

Hukuk devletinde, idari işlemler üzerinde yapılan en etkili denetim bağımsız ve tarafsız yargı organlarınca yapılan yargısal denetimdir. İdarenin sahip olduğu kamu gücü karşısında kişilerin hukuk güvenliğinin en önemli teminatı idari yargılamadır. Ancak idari işlemlere dava açılması doğrudan idari işlemlerin yürütülmesini durdurmadığından iptal davasının etkili olmasını sağlayacak en önemli kurum yürütmenin durdurulmasıdır. Bu çalışmada, idarenin icrai işlem tesis etme ve bu işlemleri resen icra etme yetkisi karşısında temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmasını sağlayan yürütmeyi durdurma kararlarına yapılan itirazlar üzerine verilen kararların hukuki durumu ve kesinliği konusu incelenmektedir.

Yürütmenin Durdurulması, İtiraz, Kesinlik, İdari Yargı, Yargılama Usulü.

In the rule of law, the most effective control done on administrative actions is the one conducted by independent and impartial judicial bodies. The most important guarantee of legal security of persons against public power of the administration is administrative trial itself. Because trial does not alone freeze execution of administrative actions, the most important institution that makes annual actions effective is the stay of execution. In this study, opposing to the authority of administration to take operational actions and to implement them on itself, legal status and certainty of decisions on the objections raised against decisions given on demands for stay of execution guaranteeing of freedom is analysed.

Stay of Execution, Objection, Certainty, Administrative Judiciary, Interlocutory Judgment.

1. GİRİŞ

Anayasamızın 2. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde idarenin sahip olduğu kamu gücünü hukuk kurallarına uygun olarak kullanıp kullanmadığının denetlenmesi hukukun üstünlüğünün sağlanması için hayati bir önem arz etmektedir. Bu denetim türleri içerisinde en etkili olanı şüphesiz yargısal denetimdir.

Ülkemizde, idarenin yargısal olarak denetiminin belkemiğini, genel görevli mahkemeler olarak görev yapan idare mahkemelerinde idari işlemler nedeniyle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabilen iptal davaları oluşturmaktadır. Bu davalar ile idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları ileri sürülebilmektedir. Fakat gerek yargılama süresinin uzun sürebilmesi, gerekse de mahiyeti gereği idari işlemlerin tesis edildikleri anda hukuka uygunluk karinesinden yararlanarak ilgilisi hakkında sonuç doğurması nedeniyle idari işlemin yürütülebilirliğini askıya alarak etkisiz hale getirilmesi idari yargıda açılacak davada verilecek yürütmenin durdurulması kararı ile mümkün olmaktadır.

Bu çalışma ile 1982 Anayasası'nın 125. maddesinin beşinci fıkrası ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesi ile düzenlenen yürütmeyi durdurma kurumunun işletilmesi sırasında idare mahkemelerince verilen kararlara karşı, itiraz mercii olan bölge idare mahkemelerince verilebilecek karar türleri ile uygulamada verilen kararlar arasında bir karşılaştırma yapılmak suretiyle, yürütmeyi durdurma kararlarına karşı itiraz aşamasında verilecek kararlarda olması gereken "kesin olma" şartından ne anlaşılması gerektiği hususunun aydınlatılması amaçlanmıştır.