Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Siyasi Partilerin Genel Seçimlerde Aday Belirlemesi

Nominating of Political Parties in General Elections

Tuğba BAYRAKTAR

Parti içi bir olgu olan aday belirleme siyasi partiler için çok önemli ve zor bir süreçtir. Siyasi partilerin seçmenlerin önüne getirecekleri adayların nitelikleri seçim sonuçlarını belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Meclis üyesi olmak isteyen kişinin her şeyden önce anayasa ve kanunlarda belirtilen şartları taşıması sonrasında ise siyaset yapmak istediği siyasi parti tarafından aday olarak önerilmesi gerekir. Bu yüzden adaylık kavramı seçilme yeterliliği ve aday gösterilme başlıkları yönünden ele alınmalıdır.

Demokrasi, Siyasi Parti, Milletvekili Adayı, Genel Seçimler, Seçilme Yeterliliği.

Intra-party nominating is a phenomenon which is very important and difficult process for political parties. The qualities of nominees that placed before the voter are the most important factors identifing the result of elections. At first, people who want to be a member of parliament should own conditions that stated in constitution and laws than he/she should be recommended as nominee by political parties that want to do politics. That's why the concept should be considered in terms of nomination eligibility and nominated titles.

Democracy, Political Party, Parliamentary Nominee, General Elections, Eligibility.

GİRİŞ

“Demokrasi” kelimesi köken olarak antik Yunan’daki “halkın yönetimi” ifadesinden gelmektedir. Demokratik devlet ise, halkın kendi kendisini yönetmesine dayanan demokratik rejimin benimsenmesini gerektirir1. Yani demokrasilerde devlet içindeki en üstün buyurma gücü anlamına gelen egemenlik halka aittir2. Egemenliğin kullanılması bakımından demokrasinin doğrudan demokrasi, yarı-doğrudan demokrasi ve temsil demokrasi olmak üzere üç farklı uygulama biçimi vardır. Doğrudan demokraside halk egemenliğini bizzat kullanırken, yarı-doğrudan demokraside egemenliğin kullanımı, halk ile temsilcileri arasında paylaştırılır. Temsili demokraside ise; halk, egemenliğini temsilcileri aracılığıyla kullanır3. Bugün demokratik yönetimi benimseyen ülkelerin coğrafi bakımdan genişliği, nüfuslarının çokluğu, yönetimin ehliyet ve liyakat gerektirmesi gibi sebeplerden dolayı halk bu egemenliğini çoğunlukla seçilmiş temsilcileri aracılığıyla kullanmaktadır4. Bu bağlamda seçimler bir yandan yönetimin yetkisini halktan almasını kurumsallaştırırken, diğer yandan yönetenlerin halka karşı sorumluluğunu gerçekleştiren, demokrasinin en temel aracıdır5. Özgür ve düzenli seçimlerin yanı sıra, çok partili siyasal hayat, insan hakları, çoğunluk yönetimi ve azınlık hakları ile seçilmişlerin üstünlüğü demokratik devletin asgari şartlarını oluşturmaktadırlar.

1982 Anayasası’nın 6. maddesine göre “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.” Anayasa’nın “Yasama yetkisi” başlığını taşıyan 7. maddesi ise yasama yetkisinin Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait olduğunu ve bu yetkinin devredilemeyeceğini düzenlemiştir. Bu anayasal düzenlemeler TBMM’nin milletten düzenli aralıklarla yetki almasını gerektirmektedir. Bunu sağlayan mekanizma ise seçimlerdir6. Seçim hakkı ve seçim hürriyeti, demokratik bir devlet yönetiminin vazgeçilmez şartlarıdır. Anayasa’nın 67. maddesinde bu hürriyeti güvence altına alacak ilkeler belirlenmiştir7. Bu anayasal düzenlemeye göre, “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir”.

Seçimlerin serbestliği ilkesinin gerçekleşmesi, seçmenlerin çeşitli alternatifler arasından serbest bir seçim yapabilmeleriyle mümkün olacaktır. Çağdaş demokrasilerde bu alternatifler, siyasi partiler tarafından oluşturulur8. Siyasi parti, üyelerin düşünce ve menfaatlerini gerçekleştirmek için iktidarı kısmen ya da tamamen elde etmek amacı ile siyasi hayata katılan teşkilatlanmış gruptur9. Yani siyasi partileri başlıca kuruluşlardan ayırt edici olan ölçüt, siyasi iktidarı ele geçirme isteğidir. Temsili rejimin ve oy halkının genişlemesiyle ortaya çıkan siyasi partiler, 19. yy’da önce Amerika Birleşik Devletleri’nde daha sonra da İngiltere’de ortaya çıkmıştır10.