Israel-palestine Conflicts And Peace Negotiations: International, Regional And Religious Perspectives
İsrail-Filistin Çatışması ve Barış Müzakereleri: Uluslararası, Bölgesel ve Dinsel Yaklaşımlar
Maimul Ahsan KHAN
Since the establishment of Israel State, although initiatives of many states and international organisations Israel-Palestine conflicts that caused by political, ideological and religious effects besides existential reasons has not been resulted in any concrete solution till-date. The aim of this study is to analyze the major diplomatic efforts and key issues in the Israel-Palestine conflicts and peace negotiations in the light of historical informations, international law and especially international human rights law. Accordingly at first, commitments of Israel and Palestine towards international law were investigated, thereby analyzing Camp David and Oslo Accords that had played a significant role for normalizing the situations relatively in the Middle East and Israeli occupation vis-à-vis Palestinian intifadas. After that, advisory opinion of the International Court of Justice (ICJ) stating that presence of Israel in the region is contrary to the international law, war crime and crime against humanity in the region, Palestinian membership in the International Criminal Court (ICC) and the nuclear deal of Iran with six major powers of the world and its impacts on the peace negotiations were analyzed in the light of international law. Subsequently, in the context of Israel-Palestine conflicts resolution by diplomatic efforts, especially initiatives of European Union for durable peace in the region was addressed. Nowadays, new perspectives of many western countries towards durable peace between Israel and Palestine and recognition of the State of Palestine by a large majority of the world’s states gives us hope about resolution of the crisis between the two states.
Israel-Palestine Conflicts, Israeli Occupation, Palestinian Intifadas, War Crime, Crime Against Humanity, International Law, International Human Rights Law, Israel-Palestine Peace Negotiations, Diplomatic Efforts, European Union, Durable Peace.
İsrail Devleti’nin kuruluşundan itibaren varoluşsal nedenlerin yanında politik, ideolojik ve dinsel birçok etkinin de sebep olduğu İsrail-Filistin çatışması, günümüzde birçok devletin ve uluslararası kuruluşun girişimlerine rağmen hala somut çözümlere kavuşturulamamıştır. Bu çalışmanın amacı, İsrail-Filistin çatışması ve barış müzakerelerindeki anahtar meseleleri ve önemli diplomatik çabaları; uluslararası hukuk ve özellikle uluslararası insan hakları hukuku bağlamında tarihsel veriler ışığında analiz etmektir. Bu minvalde öncelikle, Orta Doğu’nun nispeten normalleşmesinde büyük rol oynayan Camp David ve Oslo Anlaşmaları ve İsrail işgali karşısında Filistin intifadaları (ayaklanmaları) üzerinde durularak İsrail ve Filistin’in uluslararası hukuk karşısındaki yükümlülüklerinden bahsedilmiştir. Sonrasında, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in Filistin bölgesindeki varlığını uluslararası hukuka aykırı olarak gördüğü istişari mütalaası, bölgede işlenen savaş ve insanlık suçları, Filistin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üyeliği ve İran ile dünyanın altı büyük gücü arasındaki nükleer anlaşmanın barış müzakerelerine etkileri uluslararası hukuk normları ışığında değerlendirilmiştir. Son olarak, İsrail-Filistin çatışmasının diplomatik çabalarla çözülmesi bağlamında özellikle Avrupa Birliği’nin bölgede kalıcı barış için girişimleri üzerinde durulmuştur. Günümüzde batı ülkelerinin getirdikleri yeni yaklaşımlarla İsrail-Filistin sorununa duyarsız kalmamaları ve Filistin’in devlet olarak dünyanın büyük çoğunluğu tarafından tanınmış olması, iki devlet arasındaki krizin çözümünün uzak bir hayal olmadığı noktasında ümitvar olmamızı sağlamaktadır.
İsrail-Filistin Çatışmaları, İsrail İşgali, Filistin İntifadaları, Savaş Suçu, İnsanlık Suçu, Uluslararası Hukuk, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku, İsrail-Filistin Barış Müzakereleri, Diplomatik Çabalar, Avrupa Birliği, Kalıcı Barış.
“Be assured that this support for our people is more valuable to them than you can imagine, for it makes them feel that someone is listening to their narrative and that … [they] are not being ignored. And, it reinforces their hope that stems from the belief that justice is possible in this world … The time has come for my courageous and proud people, after decades of displacementand colonial occupation and ceaseless suffering, to live like other peoples of the earth, free in a sovereign and independent homeland.”.
-Palestinian President Mahmoud Abbas
In the UNGA, 23 September 20111
