Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Mahkemesi Kararları Doğrultusunda Türkiye’de Sosyal Güvenliğin Anlamı: İnsan Hakları Temelinde Bir İnceleme

The Meaning of Social Security in Turkey: An Analysis Based on Human Rights

A. Aslı ŞİMŞEK

Bu çalışmada sosyal güvenlik kavramının tarihsel kökeni açıklanmış, kavramın hem bir hedef hem de bir hak olarak anlamı üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda temel bir hak olarak sosyal güvenliğin yoksullukla ilişkisi kurularak dünyada ve Türkiye’de hakkın yerine getirilmesi için devletlerin üstlendikleri hizmetlerin kapsamı ve niteliği incelenmiştir. İnsan haklarının bütünlüğü, bölünmezliği ve karşılıklı bağımlılığı ilkeleri çerçevesinde sosyal güvenlik hakkının Anayasa Mahkemesi tarafından ne şekilde yorumlandığı/yorumlanması gerektiği ve hakkın özü meselesi irdelenmiştir. Neoliberal ekonomi politikalarının hukuku sosyal haklar aleyhine dönüştürmesi, sosyal güvenlik hakkının da güvencelerini zayıflatmaktadır. Bu kapsamda sosyal güvenlik hakkının karşılaştığı temel riskler olan finansman, kapsam, pozitif edim yerine getirme yükümlülüğü tartışılmıştır.

Sosyal Güvenlik Hakkı, Yoksulluk, İnsan Hakları, Anayasa Mahkemesi.

In this study historical origin of the concept of social security was explained and the meaning of the concept both as a goal and as a right was emphasized. In this concept by correlating social securtity as a basic right and poverty, the scope and the quality of the public services was examined to fulfill the right in the World and also in Turkey. According to the integrity, indivisibility and interdependence of the human rights, the problematic of how the right to social secutiy was interpreted/would be interpreted by Turkish Constitutional Court was determined. The transformaion of law by neoliberal ecomomic policies against social rights has also weakened the guarantees of the right to social security. Within this framework the basic risks that right to social security confronts such as finance, scope, positive obligations were discussed.

The Right to Social Security, Poverty, Human Rights, Constitutional Court.

GİRİŞ

Şiddetin tekelleşmesi yoluyla gündelik yaşamın şiddetten arındırılması ve böylece güvenliğin sağlanması günümüzde siyasî iktidarların meşruiyetleri konusunda temel savı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak günümüzün karmaşıklaşan gündelik yaşamında şiddetin de sadece fiziksel şiddet olarak değil, farklı şekillerde insan yaşamını etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda ekonomik alanda şiddetin bir tezahürü yoksulluktur. Dolayısıyla modern siyasî iktidar, yoksullukla mücadele ederek ekonomik şiddeti ortadan kaldırma veya en azından asgarî düzeye indirme iddiasındadır.1 Bu bağlamda yoksulluk, bir insan hakları ihlali olarak karşımıza çıkmakta ve devletin insan haklarına ilişkin yükümlülüklerini gündeme getirmektedir.

Yoksulluğu bir insan hakları ihlali olarak ele almak, hangi insan hakları ihalelerinin yoksulluğa yol açtığı sorusunu gündeme getirmekte ve bu insan haklarına ilişkin devletin saygı gösterme, koruma ve gereğini yerine getirme yükümlülüklerinin güçlendirilmesi anlamına gelmektedir.2 Böylece yoksulluğun giderilmesinde ilgili insan haklarının rolü konusunda hayırseverlik/gönüllülük yerine sorumluluk/yükümlülük kavramları ön plana çıkmaktadır.3

Tüm insan hakları için – kişisel, siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel nitelikte olup olmadıklarına bakılmaksızın, yukarıda söz edilen her üç yükümlülük de geçerli olduğuna göre örneğin kişi güvenliği, devletin işkence veya kötü muamelede bulunmamasını, üçüncü kişilerin bu eylemlerinden bireyi korumasını ve böyle bir muameleye maruz kalmış tüm bireylerin erişimine açık bir adalet sistemini yerine getirmeyi içermektedir. Benzer şekilde bireyin hayatını idame ettirmesine ilişkin haklar, devletin bireyi geçim kaynağından mahrum bırakmamasını, üçüncü kişilerin mahrum bırakmalarına karşı bireyi korumasını ve mahrum kalanlar için temel sosyal güvenlik sistemini kurmasını kapsamaktadır.4