Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’nin Bir İnsan Onuru Sorunu Olarak Ceza İnfaz Kurumlarında Uygulanan Çıplak Arama Üzerine 
Bir İnceleme

A Research on Strip Search in Penitentiary Institutions as a Problem of Human Dignity in Turkey

Z. Özen İNCİ

Hükümlü veya tutuklunun ceza infaz kurumuna kabulü yahut kurumda cezasını infaz ettiği süreç içerisinde, kuruma sokulması veya kurumda bulundurulması yasak bir madde veya eşyayı vücudunda bulundurduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı halinde beden çukurlarında ve çıplak biçimde gerçekleştirilen aramaya çıplak arama adı verilmektedir. Türk hukukunda çıplak arama kanunla değil, idarenin düzenleyici bir işlemi olan bir tüzükle düzenlenmiştir. Tüzükte düzenlenen çıplak arama şartlarının oluşup oluşmadığı bakımından yapılacak değerlendirmede ise bazı yönetmelik ve protokol hükümleri dikkate alınacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda temel haklara müdahalenin ancak kanunla yapılabileceği belirtilmiştir. İdarenin düzenleyici işlemleriyle hükümlü ve tutukluların bedenlerine müdahale edilmesinin Anayasa’ya uygunluk bakımından tartışılması gerekir. Ayrıca, Tüzük hükümlerinde çıplak arama yapılabilmesi için öngörülen şartlar, temel haklara müdahaleyi yoruma dayalı olarak genişletmeye de müsaittir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, çıplak arama ile ilgili kararlarını Sözleşme’nin 3. ve 8. maddeleri çerçevesinde değerlendirmektedir. Mahkeme, cezaevi güvenliğini sağlamak ve cezaevinde kargaşa çıkmasını önlemek için bazı durumlarda çıplak aramanın gerekli olabileceğini ancak aramanın uygun şekilde yapılması gerektiğini ifade etmektedir. Mahkeme’ye göre, cezaevinde tutuklu ve hükümlülerin çıplak aramaya maruz kalmaları 3. maddeye aykırılık teşkil edebilmektedir. Mahkeme’nin konuya ilişkin kararlarından Frérot/Fransa, Iwańczuk/Polonya, Valašinas/Litvanya kararlarının Türk mevzuatı ve uygulaması ile ne ölçüde örtüştüğünün tartışılması gerekir.

Çıplak Arama, Beden Çukurlarında Arama, İnsan Onuru, Kötü Muamele Yasağı.

On the admission of a detainee or convict to a prison or on the course of serving their sentences, if there are reasonable and serious indications that an inmate possesses a certain material or an object which is forbidden within a penitentiary institution, a strip search including his/her body cavities can be given to the suspected inmate. This type of search is called “strip search”. Under Turkish Law, strip search is regulated not by a law but a regulation of the administration. Several provisions of the regulation and protocol shall be taken into account while considering whether the conditions of strip search arise or not. Under Turkish Constitution, an intervention to a fundamental right or freedom can only be realized by a law. A discussion of constitutionality in respect of intervention by the administration to the bodies of the prisoners should be held. Furthermore, the requirements prescribed by the regulation for a strip search can widen the scope of intervention into the fundamental rights on the basis of a commentary.

The European Court of Human Rights deals with the applications on strip search complaints under Articles 3 and 8 of the Convention. The Court states that a need for a strip search may arise in certain circumstances which may be related to a need for prevention of disorder or security in the prison. However, the Court emphasizes that in any case the strip search must be applied in a reasonable way. According to the Court, exposition of detainees or convicts to a strip search may violate Article 3 of the Convention. A discussion should be held over the compatibility of the judgments of the Court rendered in the cases of Frérot v. France, Iwańczuk v. Poland, Valašinas v. Lithuania with the Turkish law and its applications.

Strip Search, Search in Body Cavities, Human Dignity, Prohibition of Ill-Treatment.

Giriş

Hükümlü veya tutuklunun ceza infaz kurumuna kabulü, kurumda cezasını infaz ettiği yahut tutuklama kararının yerine getirildiği süreç içerisinde, kuruma sokulması veya kurumda bulundurulması yasak bir madde veya eşyayı vücudunda bulundurduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı halinde beden çukurlarında ve çıplak biçimde gerçekleştirilen aramaya çıplak arama adı verilmektedir.

Hükümlü veya tutuklunun kuruma giriş sırasında yahut kurumda iken beden çukurlarında yapılacak bir aramanın veya çıplak aramanın hangi koşullara bağlı olduğu ve uygulama şartlarının nelerden ibaret olduğuna ise ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin usul ve esasları düzenleyen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da değil, bu Kanun’un uygulanması ile ilgili ayrıntıları ve ceza infaz kurumlarının yönetimine, ceza ve güvenlik tedbirlerinin ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin usul ve esasları gösteren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 46/2 ve devamı fıkralarda yer verilmiştir. Benzer şekilde, çıplak aramanın uygulama şartlarının belirlenebilmesi bakımından ayrıca Adalet, İç İşleri ve Sağlık Bakanlığı’nın birlikte onayladığı Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetim, Dış Koruma, Hükümlü ve Tutukluların Sevk ve Nakilleri ile Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Protokol ile Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 22.01.2007 tarih ve 45/1 No.lu Ceza İnfaz Kurumlarının Tashihi, Nakil İşlemleri ve Diğer Hükümlerine Dair Genelgesi’nin ilgili hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.

Her şeyden evvel, Anayasa’nın 17’nci maddesinde en temel haklar arasında düzenlenmiş olan kişi dokunulmazlığına bir kanunla değil, idarenin düzenleyici işlemleriyle müdahale edilmesi, özellikle Anayasa’ya uygunluk bakımından ele alınması ve tartışılması gereken bir sorundur. Öte yandan, gerek adli makamlara gerekse basına yansıyan bazı somut olaylardan, uygulamada çıplak aramanın ilgili mevzuatta belirtilen şartlar oluşmadan ve buradaki kurallara riayet edilmeksizin adeta rutin bir uygulama şeklinde yapıldığı anlaşılmaktadır1.