Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tıp Alanında Kişisel Verilerin
 Açıklanması Suçu

Revealing Personal Data Offense in Medical Field

Sabire Sanem YILMAZ

Tıp alanında kişisel verilerin hukuka aykırı olarak açıklanması ve / veya verilmesi günümüzde gelişen teknoloji ve olanakların kullanımının yaygınlaşması ile gittikçe önemli bir alan haline dönüşmüş olup, suçun işlenme risk ve oranının artışı, hasta haklarının yeterince bilinmiyor oluşu, yapılan düzenlemelerin kişisel verilerin korunmasını ve özel hayatın gizliliği hakkını ortadan kaldırmaya yönelik olması gibi birtakım unsurlar içermesi nedeni ile önemlidir.

İnsan hakları ve özel hayatın gizliliği prensibi açısından ciddi önemi olan tıp alanında kişisel verilerin korunması konusu birçok araştırmacıyı da bu alanda araştırma ve çalışma yapmaya yöneltmiş ve kişisel verilerin korunmasının gerekliliği hakkında birçok bilimsel yayın ve makale yayımlanmıştır. Bu kaynakların vurguladığı ortak nokta “Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme” hakkının anayasal anlamda mutlak bir temel hak oluşu ve olağanüstü hallerde dahi hakkın özünün ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığıdır.İnsan hakları kavramının da günden güne önem kazanması ile kişisel verilerin korunması paralel anlamda önem kazanmış ve Anayasa’nın 20. m. düzenlemesi ile de temel olarak söylemek istediğini günden güne ortaya koymuştur. Buna rağmen bugün halen sağlık alanında bu maddeye aykırı uygulamalar olduğu gözlemlenmektedir.

İnsan Hakları ve Biyotıp sözleşmesi, hızla gelişen teknoloji karşısında insan hakları ihlallerini ve bu ihlaller için işletilecek yasal yolları ortaya koymuş ve kişisel verilerin korunması yolunda uluslar arası bir anayasa hükmünü kazanmıştır. Biyotıp Sözleşmesi, kişisel verilerin korunması yolunda iyi bir pusula kabul edildiğinde Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunması yolunda özel bir düzenleme için kolları sıvamış ve tam 35 yıl sonra ülkemiz bu anlamda eksiklikleri de olsa kanununa kavuşmuştur. Her ne kadar Türk Ceza Kanunu’nun 135 ve devamı maddelerinde “Kişisel Veri” kavramına değinilmiş ve bugün de size burada anlatacağım TCK. m. 136’nın düzenlemesi mevcut bulmuşsa da bu konuda TBMM’de 24.03.2016 tarihinde kabul edilen 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun uygulamasının nasıl olacağı merakla beklenmektedir.Makalemde, Tıp Alanında Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı olarak Verilmesi’nin (Sır Saklama Yükümlülüğü Kapsamında Sınırlandırılmış Olarak) öncelikle kavram açıklaması yaparak ikinci bölümde ceza hukuku açısından değerlendireceğim ve insan hakları / tıbbi uygulamalar / uluslar arası sözleşmeler ile harmanlayıp kişisel verinin de tıp alanında tam olarak neyi kapsadığını sizlere minimal düzeyde vermeye çalışacağım.

Veri, Hassas Veri, Kişisel Veri, Anonimleştirme, Sır, Mahremiyet, Makul Saygı Beklentisi Testi, Biyotıp Sözleşmesi, Özel Yaşamın Gizliliği Hakkı, Panoptikon, Veri Madenciliği, Yalnız Bırakılma Hakkı.

Illegal revealing and/or sharing of personal data in medical field became more important today together with the advancing technology and widespread use of amenities and it is important because of the elements it includes such as increase in risks and in ratio of committing offense, being unfamiliar with the patient rights, the regulations directed towards removal of protection of personal data and right of privacy.

The protection of personal data in medical field which has an importance from the point of human rights and right of privacy directed many researchers to make researches and studies on that field and so many scientific publications and articles are published on the necessity of personal data protection. The common points emphasized in these resources are that the right “to request protection of personal data” is an absolute basic right from the constitutional point and that it isn’t possible to eliminate this right even in extraordinary circumstances.Protection of personal data became important in parallel with the human rights concept coming into prominence and it set forth the basic meaning day by day arranged by the article 20 of the constitution. Despite this, today it can be observed that there are still some practices in medical field contrary to this article.Human Rights and Biomedicine Convention set forth the human rights violations in relation to the rapidly developing technology and the legal proceedings those will be followed for these violations and brought an international constitutional provision on protection of personal data. When the Biomedicine Convention is accepted as a good practice on protection of personal data, Turkey took steps for a special regulation on Protection of Personal Data and our country has an Act on this subject after 35 years even though there are more needs. Although article 135 and subsequent articles of Turkish Penal Code refer to “Personal Data” concept and there is article 136 of Turkish Penal Code which will be mentioned herein, it is curiously under attention how the Protection of Personal Data Act no.6698 accepted on the 24th of March 2016 in Turkish Grand National Assembly will be put into practice.In my article first of all I will make conceptual explanation of Illegal Revealing of Personal Data in Medical Field (Limited within the Scope of Confidentiality Obligation) and in the second part I will evaluate from the point of criminal law and I will try to provide minimally what the personal data covers in medical field by collating human rights / medical practices / international conventions.

Data, Sensitive Data, Personal Data, Anonymization, Secret, Privacy, Reasonable Respect Expectation Test, Biomedicine Agreement, Right of Privacy, Panopticon, Data Mining, Right of Isolation.

I. Giriş Düşünceleri

2014 yılında “Tıp Alanında Kişisel Verilerin Açıklanması Suçu” kitabım basılırken henüz Kişisel Verilerin Korunması Kanunu mevcut değildi; ama elimizde bir tasarı mevcuttu. Tasarı da çok fazla değişiklik yapılmadan tam 35 yıl sonra Türkiye’nin de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 24.03.2016 tarihinde kabul edildi. Bu noktaya neden bu kadar uzun sürede gelindi, bu belki başka bir tez konusu olabilir.

Hekimin Hipokrat yemini ile karşılaştığı günden bugüne aslında tam anlamıyla sır saklama yükümlülüğüyle donatıldığını biliyoruz. Tarafımca, kişisel veri konusuna bakış da hep sır saklama yükümlülüğü çerçevesinde olmuştur. Bunu yazarken kalemim beni başka bir kavrama daha götürüyor. O da “mahremiyet”. Kişisel verilerin korunması anlamında “mahremiyet hakkı” da önemli bir unsurdur. Hasta kendisine ait bilgilerin gizli tutulmasını ve bu anlamda da beden mahremiyetine her koşulda saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.

Temel insan hakları yanında 3. kuşak haklar olarak ortaya çıkan hasta hakları konusunda yeterince bilinçli olmayan bir toplumda yaşıyor olmamız ve hukuksal açıdan da henüz bu alanda bir “Hasta Hakları Kanunu” olmayışı, yapılan birtakım düzenlemelerin de yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Sağlık Bakanlığınca hazırlanan Hasta Hakları Yönetmeliği hasta hakları konusunda bir çerçeve çizmekle birlikte, içeriğindeki ve uygulamadaki yetersizlikler ile birlikte toplumsal anlamda da bir hasta hakları kültürü oluşmadığından yapılan düzenlemeler yetersiz kalmaktadır. Türk Tabipler Birliği’ne yapılan başvurularda hastanın mahremiyetinin korunmadığı, kişisel verilerinin hukuka aykırı bir biçimde hastanın onamı alınmadan açıklandığına yönelik veriler bulunmaktadır.