Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

5237 Sayılı TCK’nın 87/4. Maddesinde Düzenlenen Kasten Yaralama Sonucu Ölüm (Kastı Aşan Adam Öldürme)

Death as a Result of Felonious Injury Set Forth by the Article 87/4 of Turkish Criminal Code No 5237 (Homicide Beyond Intent)

Osman ATALAY

Bir suçu işleyen kişinin kast ettiği neticeden daha ağır veya başka bir netice meydana gelebilir. Bu durumda sanık ne şekilde sorumlu tutulabilecektir. Sanık mağduru kasten yaralamak için hareket etmiş, ancak mağdur ölmüş ise, bu durumda yeni 5237 sayılı TCK’nın 87/4. maddesinde belirtilen “Kasten yaralama sonucunda mağdurun ölmesi” suçu, eski 765 sayılı TCK’nın 452. maddesine göre “Kastı aşan adam öldürme” suçu söz konusudur.

Bu suçun oluşabilmesi için, eski 765 sayılı TCK’nın 452/1 maddesinde “Objektif sorumluluk” aranırken, yani sanığın kastı ile meydana gelen ölüm arasında illiyet bağı varsa, meydana gelen ölüm olayında sanık her halükarda sorumlu tutuluyor iken, yeni 5237 sayılı TCK’nın 87/4. maddesi ile “Subjektif sorumluluk” benimsenmiştir. Yani failin sorumluluğu kusur ilkesine bağlanmıştır. TCK 23. maddesine göre “Neticesi sebebi ile ağırlaşmış suç” kavramı getirilerek, “Bir fiilin kastedilenden daha ağır ve başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan sorumlu tutulabilmesi için, bu meydana gelen netice bakımından kişinin en azından taksirle hareket etmesi” aranmıştır. Yeni TCK’da esas alınan suç teorisinde, suçun manevi unsurları arasında gösterilen “Kast-Taksir kombinasyonu” neticesi sebebi ile ağırlaşmış suçlara yer verilmiştir. Bu makalede TCK 87/4. maddesinde belirtilen suç ayrıntılı olarak açıklanacak Yargıtay içtihatları ile incelenecektir.

Kastın Aşılması, Kast Taksir Kombinasyonu, Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suç, Objektif Sorumluluk, Subjektif Sorumluluk, Hareket, Netice, Nedensellik.

Consequences of a person’s offense might be heavier or different than the purpose intended. In this case how will the culprit be hold responsible? If the culprit’s action was to injure the victim intentionally nevertheless the victim is dead, in this case the offense of “Death of a person as a result of the felonious injury” and “Homicide beyond the intention” set forth respectively under article 87/4 of recent Turkish Criminal Code no 5237 and under article 452 of the former Turkish Criminal Code no 765 is in question.

Whereas, for an offense to occur an “objective liability” was sought according to the article 452/1 of the former Turkish Criminal Code no 765, in other words the culprit was hold responsible for the death if there is a casual connection between the intention of the culprit and death case that occurred;” subjective liability” is adopted with the article 87/4 of the recent Turkish Criminal Code no 5237. In other words the responsibility of the culprit is connected to the fault principle. The concept of “aggravated offense” is brought according to the Article 23 of the Turkish Criminal Code and it is sought that “In order to hold a person responsible from an act which can be considered as matter of aggravation and have another consequence beyond the intended purpose, this person at least should have acted with negligence.” Aggravated offenses took place within the crime theory that is taken as basis in the recent Turkish Criminal Code, in consequence of “Intent-Negligence Combination” outcome, which is shown amongst the moral elements of crime. In this paper the offense set forth under the article 87/4 of the Turkish Criminal Code shall be explained in detail and case laws of the Court of Appeals shall be reviewed.

Beyond Intent, Intent Negligence Combination, Aggravated Offense in Consequence of Outcome, Objective Liability, Subjective Liability, Act, Outcome, Causality.

Giriş

Failin işlediği fiil nedeniyle sorumlu tutulması için ceza kanununda yasaklanan fiilin işlenmesi tek başına yeterli olmayıp aynı zamanda, bu fiil ile kişi arasında manevi bağın da bulunması gerekmektedir. Doktrinde “manevi unsur”, “kusur” veya “kusurluluk” olarak tanımlanan bu bağ, beraberinde kast, taksir, saik (amaç) ve kast-taksir kombinasyonunu (neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda sorumluluğu) da ortaya çıkarmaktadır.1

Ceza hukukunda sorumluluğun nasıl doğduğunu ve fail ile fiil arasındaki psikolojik bağı ortaya koyan bu kavramlar, irade ve kusur yeteneği şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ceza hukukundaki sorumluluk için aranan irade, kural olarak failin hareketi ve neticeyi düşünmesi, bilmesi ve istemesidir.2 Bu kapsamda insan iradesinin ürünü olmayan, diğer bir ifadeyle, insan tarafından yönetilemeyen bir davranışın cezai sorumluluğundan söz edilemez. İnsan ürünü olan ve eylemi gerçekleştiren irade, fiildeki irade ile ilgili olup kusur yeteneğindeki irade ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Zira, hareket kabiliyeti ile kusur yeteneği birbirinden farklı kavramlardır. Kusur yeteneğine sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın bütün gerçek kişiler, ceza hukuku anlamında hareket yeteneğine sahiptirler.3

Kusurluluk ise, işlenen bu fiil nedeniyle failin kınanabilmesi ve haksızlık teşkil eden eylemin faile yüklenebilmesidir.4 Bu da “kusurluluk” ile “manevi unsur” kavramlarının aynı anlama gelmediklerini göstermektedir. Manevi unsur, fiil ve fail arasındaki psikolojik bağı ortaya koyarken; kusurluluk, bu bağ sonucu işlenen fiilin kınanabilmesi, haksızlık teşkil eden fiilin faile yüklenebilmesidir.5