Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kusurluluk

Culpability

Cengiz APAYDIN

Kusurluluk suçun bir unsuru olup, failin psişik faaliyeti ile sonuç arasındaki iradi ilişkidir. Bu psikolojik ilişki kast ve taksir şeklinde ortaya çıkabilir. Sübjektif ceza sorumluluğunun esası, kast ve taksir olarak düzenlenmiştir. Bu husus öğretide manevi unsur, sübjektif unsur veya kusurluluk olarak adlandırılmaktadır. Bu unsur gerçekleşmeden bir suçtan söz etmek mümkün olmayacaktır. Kast ve taksirin çifte işlevi bulunmakta olup, hem cezanın temelini (sebebini) oluşturur hem de cezanın sınırını belirler. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda kusurluluğun üç şekli belirtilmiş olup, bunlar kast, taksir ve kast- taksir kombinasyonu olarak ifade edilmiştir. Her üç kusurluluk şeklinde de müşterek özellik hareketlerin iradiliğidir. Modern ceza hukukunda, ceza failin kusurundan daha ağır olmayacağı gibi, ceza failin kusurunun derecesi ve işlediği haksızlığın ağırlık derecesine uygun olmalıdır. Kusur yeteneği, failin kusurlu hareket edebilmesi için gerekli koşulları ifade etmekte olup, kusur yeteneğinin, kusurluluk araştırmasından önce değil, kusurluluktan sonra değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kusurluluk, Haksızlık, Kast, Taksir, Kusur Yeteneği ve Kusurluluğu Ortadan Kaldıran Sebepler.

Culpability is one of the elements of crime, which is a voluntary relation between the offender’s psychological act and the result. This psychological relation might arise from either negligence or intent. Essentials of subjective penal responsibility has established as negligence and intent. By doctrine, this subject is referred either as moral element, subjective element or culpability. It would not be possible to mention a crime, until the issued element takes place. Negligence and intent have multiple functions as setting the foundation of punishment (the cause) and determining the limits of punishment. 5237 coded Turkish Criminal Law has referred culpability in three form, which are intent, negligence and combination of intent and negligence. The common element in three of these culpability forms that the act of offender is voluntary. In modern criminal law, as punishment can not be more severe than the culpa of offender, punishment should be suitable with the level of offender’s culpa and the level of the culpa of the act. culpability (culpa) refers to necessary conditions for offender’s act of culpa and it has to taken into consideration after culpability, not before the culpability research.

Culpability, Civil Wrong, Intent, Negligence, Capability and the Causes Which Remove Culpability.

I. Genel Olarak

Suçtan söz edilebilmesi için failin, suç kalıbına uygun, zararlı bir fiili daha geniş bir ifadeyle, suç tanımındaki maddi (objektif) unsurları gerçekleştirmesi yeterli değildir. Suçtan söz edilebilmesi için, fail ile fiil arasında nedensellik şeklinde objektif bir bağın varlığı yeterli olmayıp, ayrıca fail ile fiil (ve neticesi) arasında sübjektif-psişik bir bağın bulunması gerekir. Fiilin manevi (sübjektif) bir yönü olmalıdır; yani suç tanımında veya suç genel teorisinde ortaya konulmuş olan manevi (sübjektif) unsurların da gerçekleşmiş olması gerekir. Bu, ceza sorumluluğunun sübjektifleştirilmesinin bir sonucudur. Kanunkoyucunun, suçun yapısını oluşturan objektif nitelikteki unsurları maddi unsurlar olarak adlandırması nedeniyle (TCK m.30/1), suçun sübjektif yapısını oluşturan unsurlar manevi unsur (kusurluluk) olarak adlandırılmaktadır1. Bir davranış (en azından kasten işlenen suçlar bakımından) ancak manevi unsurların da mevcut olması halinde, tipik haksızlığı meydana getirir. Bu sebeple manevi unsur (kusurluluk), kasten ve icrai hareketle gerçekleştirilen bir suçun mevcut olup olmadığının belirlenmesinde bağımsız bir inceleme alanını oluşturur2. Biz çalışmamızda manevi unsuru, kusurluluk olarak isimlendireceğiz.

Kusurluluk kavramı, tüm hukuk disiplinlerini ilgilendiren ve üzerinde önemle durulan bir sorundur. Ancak özellikle ceza hukukunda, kusurluluğun suçu oluşturan unsurlardan biri olması nedeniyle, failin gerçekleştirdiği eylemden sorumlu tutulabilmesi için eylemi gerçekleştirirken kusurlu olması gerekir. Bu nedenle, ceza hukukuna anlam veren ve onu diğer hukuk disiplinlerinden ayıran unsur kusurluluktur.

Kusurluluğun, hem cezayı sınırlandırma hem de gerekçelendirerek belirleme fonksiyonları bulunmaktadır. Özellikle cezayı gerekçelendirme işlevinden hareketle, herkes kendi kusurundan dolayı cezalandırılabilmektedir. Böylelikle, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine ulaşılıp buna normatif bir dayanak sağlanabilmekte ve dolayısıyla kusurluluk günümüzde hukuk devletinin önemli bir ilkesi haline gelip insan hakları alanında da koruyucu bir işlev görmektedir3.