Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Geçici Hukuki Himaye Tedbirlerinde Yaklaşık İspat

Hakan ALBAYRAK

ÖZET:

Ülkemiz uygulamasında, davaların uzun bir zaman alması sebebiyle geçici hukuki himaye tedbirlerine gittikçe daha sık olarak başvurulmaktadır. Bu şekilde davacı, dava konusunu koruyabilmekte; davanın daha sıhhatle yürütülebilmesi sağlanmaktadır. Geçici hukuki himaye tedbirleri, bu şekilde toplumsal barışın ve uzlaşmanın da sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Geçici hukuki himaye tedbirlerinde önemli olan husus, ispat hususudur. Çünkü geçici hukuki himaye tedbirlerinde normal yargılamadaki gibi bir tam ispatın aranması, geçici hukuki himaye tedbirlerin özüne uymamaktadır. Bu nedenle sadece yaklaşık ispat aranmaktadır. Ancak bu yaklaşık ispatın sınırları, tam ispata ne kadar yakınlaşılması gerektiği, ispat yükü, ispatın derecesinin ne olacağı, hangi delillerin kullanılacağına ilişkin bazı sorunlar vardır. Bu makalemizde bu sorunlara bazı cevaplar aramaya çalışacağız.

Anahtar Kelimeler: İspat, tam ispat, yaklaşık ispat, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, geçici hukuki himaye tedbirleri.

A. Geçici Hukuki Himaye Tedbirleri

Normal yargılama ve icra prosedürü içinde maddi ilişkinin açıklığa kavuşturulması ve icrası için belirli bir zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak yargılamanın devamı sırasında veya daha önce ortaya çıkan değişik sebeplerden dolayı yargılama ile ulaşılmak istenen sonuçtan uzaklaşılabilir veya elde edilmesi güçleşebilir1. Tarafların haklarının korunması ve böylece adil bir yargılama yapılabilmesi için, uyuşmazlığın çözümü için açılan davada birçok şekli prosedürlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu durum ise, zaten ağır işleyen adalet mekanizmasını daha da ağırlaştırmaktadır. Medeni usul hukukunun amaçlarından biri olan gerçeğe ulaşılabilmesi2 için kapsamlı bir araştırma ve titiz bir incelemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak çok geç gelen bir hukuki himaye, hukuki himaye olmaktan çıkar. Usulün rasyonelleşmesi ve süratlenmesi ile gerçeğin tespiti amacının bağdaştırılması önem kazanmaktadır3. İşte bu bağdaştırmayı yapacak, usul hukukundaki kurumlardan birisi, geçici hukuki himaye tedbirleridir. Yargılama esnasında gerçeğe ulaşılmaya çalışırken, sıkı usul prosedürlerine maruz kalan davacının korunması gerekir. Böylece davacı davayı kazansa veya icra takibinde başarılı olsa bile müddeabihin kaybedilmesinin önüne geçilecektir. Aslında bu durum, usul hukukunun başka bir amacının gerçekleşmesine yardım eder. Usul hukukunun amaçlarından birisi de toplumsal barışın ve uzlaşmanın sağlanmasına yardım etmektir. Bu bireysel subjektif hakların en adil bir biçimde korunması yoluyla gerçekleştirilebilir4. Devlet hakların elde edilmesini ve hukuk barışını sağlama görevini üzerine almış, bizzat ihkakı hakkı bu çerçevede yasaklamıştır5. Talepte bulunana kendiliğinden hak alma imkânı verilmediği gibi; karşı tarafa da, normal yargılamanın, özellikle zaman alan esaslı inceleme yapmaktan kaynaklanan zafiyetinden yararlanıp, kötüye kullanma fırsatı tanınmamaktadır. Bu yönüyle geçici hukuki koruma hak arama hürriyeti ile hukuki korumanın güvencesi olarak da bir köprü görevi üstlenmektedir6.

Geçici hukuki korunma anayasamızın hukuk devleti ilkesine7 ve anayasal bir temel hak olan “adaleti sağlama talebine” de uygun düşmektedir8. Geçici hukuki koruma asıl davada olduğu gibi, taraflar arasındaki ihtilafı kesin şekilde geleceğe yönelik olarak çözmeyecektir. Ancak somut olarak maddi hukuka ilişkin hakkın gerçekleştirilmesine hizmet ederek, asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini sağlayacak, böylece etkili bir hukuki koruma garantisi sağlanmış olacaktır9.