Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Çekin Zayi Olması Nedeniyle Keşidecinin İptal Davası Açma Hakkına Sahip Olup Olmadığına İlişkin Bir Değerlendirme

Caner GÜRÜHAN

Türk Ticaret Kanunu’nun 646’ncı maddesi uyarınca, muhatap banka çekin ibrazı halinde ödeme yapmak zorundadır. Ancak çekin irade dışında elden çıkması veya belirli sebeplerle kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle ibrazı olanaksız hale gelebilir. Böyle bir durumda hak kaybına uğramak istemeyen hamil, TTK’nın 757’nci maddesi gereğince ödeme yasağı talebinde bulunmak zorundadır. Talep üzerine ödeme yasağına hükmeden mahkeme, çek bedelinin tevdiine karar vermenin yanı sıra, çeki eline geçiren kimsenin bilinmesi veya iptal davası devam ederken ortaya çıkması halinde dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir. Çeki eline geçiren kimsenin bilinmemesi halinde ise, mahkemece çekin iptaline karar verilir. TTK’nın 651/2. maddesi uyarınca iptal davasını, çekin zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda çek üzerinde hak sahibi olan kişi açabilir. Yargıtay yerleşik kararlarında, çekin iptalini isteme yetkisinin lehdar ve hamile ait olduğunu, keşidecinin iptal davası açma hakkının bulunmadığını belirtmektedir. Ancak, ödemeden men talimatı verme yetkisi elinden alınan ve çek üzerinde hak sahibi olduğunda kuşku bulunmayan keşideciye iptal davası açma hakkının tanınması daha adil sonuçlar doğmasını sağlayacaktır.

Çek, zayi olma, keşideci, ödeme yasağı, iptal davası.

According to the Article 646 of the Turkish Commercial Code drawee (bank) has to pay when the cheque is presented. On the other hand presentation of cheques become impossible when they have been missed or damaged. In this case, the holder should demand for prohibition of encashment. The court which decides prohibition of encashment also orders the amount of cheque to be deposited. Besides the court orders the claimant within a reasonable period to sue against the unjust holder to return the cheque if the holder is known. If the holder is not known the court annul the cheque. The person who has any right on the cheque when it was missed or damaged can file a lawsuit for annulment according to Article 651/2 of TCC. In its jurisprudence, Turkish Court of Cassation accepts that both the payee and the holder can sue for annulment but drawer is not untitled to take this action. However, this solution cannot be justified. Because in Turkish Commercial Code drawer has not entitled to prevent encashment. Therefore drawer has no suitable remedies to protect his/her rights when the cheque has been lost or damaged.

Cheque, missing, drawer, prohibition of encashment, annulment of cheque.

I. GİRİŞ

Ticari yaşamda sıklıkla kullanılması ve görüldüğünde ödenmesi nedeniyle çek, zayi halinde kendine özgü birtakım düzenlemelerin varlığını zorunlu kılmaktadır. Bu düzenlemelerin başında yürürlükte bulunduğu dönemde önemli bir ihtiyacı karşılayan keşidecinin muhatap bankaya ödemeden men talimatı verme yetkisi gelmekteydi. Ancak bu yetkiye ilişkin 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 711/3 maddesi, değişiklik gerekçesinde de yer aldığı üzere; yorum güçlüklerine ve tartışmalara yol açtığı, amaç ve faydasının belirlenemediği, ülkemizde yanlış anlamaların doğmasına neden olduğu ve çekin niteliğiyle bağdaştırılması mümkün olmayan bir uygulamanın yerleşmesine sebebiyet verdiği belirtilerek 18.02.2009 tarihinde kabul edilen 5838 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmış, yine aynı gerekçelerle 6102 sayılı TTK’ya benzer bir düzenleme alınmamıştır. Buna rağmen yeni dönemdeki Yargıtay içtihatlarına bakıldığında, keşidecinin çekin zayi olması nedeniyle iptal davası açamayacağı yönündeki düşüncenin aynen devam ettiği, bu düşüncenin büyük ölçüde öğretide de hâkim olduğu görülmektedir.

Bu çalışmada, keşidecinin zayi olan çek nedeniyle iptal davası açamayacağına ilişkin hâkim görüşün hangi hukuki temellere dayandığına yer verilecek, hâlihazırda öngörülen tedbirlerin yetersiz olduğuna değinilecek, keşidecinin çek üzerinde hak sahibi olması ve kanunda aksine bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle iptal davası açma hakkına sahip olması gerektiği tespiti yapılacaktır.

II. ÇEKİN ZAYİ OLMASI VE İPTALİ

Kıymetli evraka hâkim olan temel ilkelerden birisi de hak ile senet arasındaki sıkı bağlılıktır. Bu ilkenin bir sonucu olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun 646’ncı maddesinde de, kıymetli evrakın borçlusunun ancak senedin teslimi karşılığında ödeme yapmakla yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Ancak kıymetli evrakın, hamilin iradesi dışında elinden çıkması veya yıpranma, bozulma gibi bir takım nedenlerle kullanılamaz hale gelmesi söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda kıymetli evraktan doğan hakkın kaybedilmesi, hamilin mağduriyetine, borçlunun ise sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verecektir. Sayılan nedenlerle kıymetli evrakın zayi olması, adi senetlerin ziyaına oranla özel birtakım düzenlemelerin varlığını gerekli kılmıştır. Bu anlamda Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 105’inci maddesi de, ilk fıkrasında adi senetlerin ziyaı halinde yapılması gerekenlere işaret ettikten sonra ikinci fıkrasında, kıymetli evrakın iptaline ilişkin hükümlerin saklı olduğunu belirtmiştir.