Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Intel Kararı Işığında Hukuk ve İktisat Perspektifinden Sadakat İndirimlerine İlişkin Bir Değerlendirme

Gönenç GÜRKAYNAK

Avrupa Genel Mahkemesi (Genel Mahkeme), 12 Haziran 2014 tarihinde hakim durumun kötüye kullanılmasına ilişkin analizin evrilmesinin beklendiği yönün uygulanabilirliğine ilişkin belirleyici dosya kabul edilen Intel Corporation’a (Intel) ilişkin kararını vermiştir. Genel Mahkeme tarafından onaylanan, Avrupa Komisyonu’nun (Komisyon) Intel’in uyguladığı indirim sistemleri ve doğrudan ödemeler ile hakim durumunu kötüye kullandığına ilişkin ceza verdiği kararında sadakat indirimleri AB Mahkemeleri içtihatları çerçevesinde hukuka aykırılık karinesi altında hem de etki odaklı bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. Genel Mahkeme sadakat indirimlerinin hukuka aykırılık karinesi altında incelenmesinin yeterli olduğunu, Komisyon’un ihlalin varlığını belirlemek için etki analizi yapmasının gerekmediğini belirtmiştir. Intel dosyası, AB rekabet hukukunda hakim durumdaki teşebbüsün davranışlarının etki odaklı bir yaklaşımla ele alınması gerektiği yönündeki eleştirilere ve Komisyon’un buna paralel yaklaşımına karşın sadakat indirimlerinin rekabeti kısıtlamadığına ilişkin delil getirme yükümlülüğünü hakim durumdaki teşebbüs üzerinde bırakarak yerleşik içtihada sadık kalınacağının sinyallerini vermesi bakımından önemli bulunmaktadır. Bu çalışmada Intel kararının rekabet hukuku çevrelerinde gündeme getirdiği tartışmalardan Hakim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Kötüye Kullanmalarında 82. Madde Uygulama Önceliklerine İlişkin Rehber’in uygulanabilirliğinin sınırları, sadakat indirimleri bakımından daha ekonomik bir yaklaşımın anlamı, haklı gerekçe ve etkinlik kazanımı iddialarının yeri ve eşit etkinlikteki rakip testi ele alınmıştır. Sadakat indirimlerine AB Mahkemeleri içtihadında ve Rekabet Kurulu kararlarında nasıl yaklaşıldığı incelenmiş ve Intel kararından kalkınarak Avrupa Birliği ve Türkiye rekabet hukuku uygulaması bakımından olası sonuçları değerlendirilmiştir.

Avrupa Komisyonu, ABİDA 102. Madde, hakim durumun kötüye kullanılması, Hakim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Kötüye Kullanmalarında 82. Madde Uygulama Önceliklerine İlişkin Rehber, indirim sistemleri, sadakat indirimleri, etki odaklı yaklaşım, hukuk ve iktisat, Intel.

On June 12, 2014, the General Court has decided on the Intel case, a determining case on the applicability of the analysis of abuse of dominance is expected to evolve into. The European Commission (Commission), in its decision approved by the General Court, has evaluated whether Intel Corporation’s (Intel) rebate system and its direct payments constitute abuse of dominance and fined Intel following an evaluation of fidelity rebates first under the presumptive illegality as per the case-law of EU Courts and secondly from an effects based approach. The General Court stated that it is adequate to appraise fidelity rebates under presumption of illegality and that it is not necessary to analyze their effects. The Intel case is significant in the way that it requires the dominant undertaking to prove that the fidelity rebate does not restrict competition. The General Court’s approach is in defiance of the Commission’s approach in the Intel case and the EU competition law authors’ criticism that favor an effects based approach towards the dominant undertakings’ actions. The General Court has signaled that the case-law will remain as it is on the burden of proof for fidelity rebates.

This article reflects upon the discussions raised in the competition law circles following the Intel decision on the application of the Guidance on its enforcement priorities in applying Article 82 of the EC Treaty to abusive exclusionary conduct by dominant undertakings and its limits, the meaning of a more economic approach for fidelity rebates, the arguments for objective justification and efficiencies achieved, and finally the as-efficient-competitor test. The article further assesses how fidelity rebates are addressed in the case-law of EU Courts and the decisions of the Turkish Competition Board, and considers the Intel case’s possible outcomes for the competition law practice in the European Union and Turkey.

European Commission, TFEU Article 102, abuse of dominant position, Guidance on the Commission’s enforcement priorities in applying Article 82 of the EC Treaty to abusive exclusionary conduct by dominant undertakings, rebate systems, fidelity rebates, effects based approach, law and economics, Intel.

I. GİRİŞ

Avrupa Genel Mahkemesi (Genel Mahkeme), birçok açıdan bir “ilk” karar olma özelliğini taşımasıyla ve rekabet hukuku ve bilhassa hakim durumun kötüye kullanılması analizinin evrilmesinin “beklendiği” yönün uygulanabilirliğine ilişkin rehber dosya kabul edilmesiyle, Intel Corporation’ın (Intel) itirazına ilişkin büyük bir ilgi ile beklenilen kararını 12 Haziran 2014 tarihinde vermiştir1. Genel Mahkeme bu kararı ile Avrupa Komisyonu’nun (Komisyon) 13 Mayıs 2009 tarihinde Intel’in uyguladığı indirim sistemleri ve doğrudan ödemeler ile hakim durumunu kötüye kullandığına ve bu makalenin sunulduğu tarihte dahi tek bir teşebbüse verilen en yüksek ceza olma özelliğini taşıyan 1,06 milyar Avro’luk ceza uygulanmasına hükmedilen kararını2 onamıştır. Bununla birlikte, Intel’e yüklenilen anlam ve önemin kaynağı, Komisyon’un bir soruşturma kapsamında ilk defa sadakat artırıcı indirimlerin rekabet hukuku kapsamındaki analizinde etki odaklı yaklaşımı benimsediğini açıkça göstermesine karşılık, Genel Mahkeme’nin Avrupa Birliği (AB) rekabet hukukunda Hoffmann-La Roche3 kararından bugüne kadar istikrarlı bir biçimde korunan sadakat artırıcı indirim sistemlerinin doğaları itibariyle rekabeti kısıtlayıcı oldukları içtihadına bağlı kaldığının görülmüş olmasıdır.

Makalede esas olarak Intel dosyasının Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın (ABİDA) 102. maddesinin uygulanmasına ilişkin alevlendirdiği tartışmalar hukuk ve ekonomi perspektifinden değerlendirilecektir. Tartışmanın anlaşılabilmesi için Intel kararının ilgili noktalarına değinilecek, ardından özellikle sadakat doğurucu etkisi olan indirim sistemlerinin rekabet hukuku bakımından değerlendirilmesi için teorik ve içtihadi temellerden kalkınılacaktır. Tartışmanın tarafları özellikle, ABİDA 102. madde kapsamında sadakat indirimlerinin rekabeti ihlal ettiğinin belirlenmesinde, pazardaki etkisinin araştırılmasında rekabet otoritesinin ekonomik modellerden yararlanarak bir analiz yapması gerekip gerekmediği noktasında ayrışmaktadır. Uygulamada teşebbüslerce ileri sürülen haklı gerekçelerin kabul edilebilirliğine, AB’de “daha ekonomik bir yaklaşımı” etkin kılmaya yönelik çalışmaların sonucu olan Hakim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Kötüye Kullanmalarında 82. Madde Uygulama Önceliklerine İlişkin Rehber’e (Rehber) ve Rehber’de fiyat bazlı kötüye kullanmaların değerlendirilmesinde kullanılmak üzere açıklanan “eşit etkinlikteki rakip testi”ne ilişkin tartışmalar irdelenecektir. Bunun yanı sıra, reform sürecinin ilk somut düzenlemesi olan Rehber’in uygulanabilirliğine ve sınırlarına dair değerlendirmelere yer verilecektir. Mehaz hukuktaki durumun çerçevesi çizildikten sonra sadakat indirimleri Kurul kararları ve Rehber doğrultusunda yayımlanan Hakim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Kötüye Kullanma Niteliğindeki Davranışlarının Değerlendirilmesine İlişkin Kılavuz (Kılavuz) ışığında incelenecektir. Bu tartışmalar doğrultusunda, Intel kararının AB ve Türkiye’deki uygulama bakımından etkilerine ilişkin değerlendirme yapılacaktır.

II. KOMİSYON VE GENEL MAHKEME’NİN KARARLARI IŞIĞINDA INTEL DOSYASI DİNAMİKLERİ

Dünyanın en önde gelen yarıiletken üreticilerinden biri olan Intel’e ilişkin Komisyon tarafından yürütülen soruşturma sürecini, en büyük rakibi olan Advanced Micro Devices Inc (AMD) tarafından yapılan Intel’in dışlayıcı uygulamalar ile ABİDA 102. maddeye aykırılık teşkil edecek şekilde hakim durumunu kötüye kullandığına dair şikayet başvurusu tetiklemiştir. Komisyon tarafından Intel’in “x86 tabanlı merkezi işlem birimi” pazarında %70’i aşan istikrarlı bir pazar payına sahip olması ve pazarda mevcut giriş engelleri sebebiyle Intel’in hakim durumda olduğuna karar verilmiştir. Komisyon’a göre, Intel 2002 ve 2007 yılları arasında uyguladığı strateji ile rakibi AMD’nin pazara erişimini engelleyerek hakim durumunu kötüye kullanmıştır. Komisyon tarafından, Intel’in dört büyük orijinal bilgisayar üreticisi (OEM) Dell, HP, NEC ve Lenovo’ya4 alımlarının tamamı ya da büyük bir bölümünü Intel’den yapmaları karşılığında indirim uygulaması, Media-Saturn-Holding GmbH (MSH)’ye sadece Intel merkezi işlem birimi içeren bilgisayar satması karşılığında finansal avantajlar sağlaması ve HP, Acer ve Lenovo’ya AMD merkezi işlem birimi içeren ürünlerin pazardaki satışını veya dağıtımını ertelemeleri veya iptal etmeleri karşılığında ödeme yapması olarak özetlenebilecek uygulamalarının kötüye kullanma teşkil ettiği belirtilmiştir5.