Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ticaret Ortaklıkları Bağlamında Perdenin Kaldırılması Kuramı ve Yargıtay Uygulaması

Perdenin kaldırılması kararı, tüzel kişinin dürüstlük kurallarına aykırı olarak sorumluluktan kurtulmak amacı ile kullanıldığı hallerde, alacaklılara tüzel kişilik perdesini aralayarak hâkim ortağa ya da tek ortağa başvurma olanağını sağlar. Bir tüzel kişiye salt hâkimiyet hatta bir şirketin tek ortağı ve tek yöneticisi olmak perdenin aralanması kuramının uygulanması için yeterli değildir.

Perdenin aralanması kuramı ancak istisnaî hallerde ve kuramın şartları varsa uygulanabilir.

Öğretide ve uygulamada benimsenen genel görüş perdenin kaldırılması kuramının temelini MK 2’de düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırılığa ve hakkın kötüye kullanılmasına dayandırmaktadır. Yargıtay 12.09.2014 ve 15.05.2015 tarihli kararlarında kuramın uygulanmasını hakkın kötüye kullanılması ilkesine dayandırmıştır.

İyi niyet, Hakkın Kötüye Kullanılması, Tüzel Kişi, Perdenin Kaldırılması, Hâkim Ortak.

The court decision for lifting the veil of corporation allows the creditors the possibility to pursue the dominant shareholder or a shareholder in case of unethical use of the legal entity to avoid responsibility. The dominance on a legal entity or to be a sole shareholder and director of a corporation is not enough for putting in effect of the lifting the veil of corporation.

The procedure of the lifting the veil of corporation can be applied only in exceptional cases and if only all the conditions are present.

The supreme court of appeals at his decision of 15.05.2015 for the norm of the lifting the veil of corporation relies on the abuse of a right alike the general opinion agreed in the doctrine.

Good Faith, Abuse of the Right, Legal Entity, Lifting the Veil, Dominant Shareholder.

I. KURAMIN DOĞUŞU ve AMACI

Öğretide “perdenin kaldırılması ya da aralanması” diye adlandırılan bu kuram, tüzel kişilik kurumu ile alacaklıların meşru haklarının korunması ilkesi arasındaki mücadelenin hikâyesidir. Diğer bir anlatımla, alacaklıların haklarının korunması amacıyla hangi koşullarda tüzel kişilik kurumunun bir kenara bırakılabileceği sorusunun cevabının aranmasıdır.

Dünya hukuk sistemine gerçek anlamda pandekt hukukla giren tüzel kişilik, hukuk tarihinin gerçek kişi yanında yarattığı bir hukuk süjesidir. Tüzel kişi, gücünü yasadan alır ve kendisini oluşturan gerçek ya da diğer tüzel kişiler veya malvarlığı değerlerinden ayrı bir hukukî varlığa sahiptir. Bu niteliği ile tüm hakları iktisap edilir ve borçları üstlenebilir. Alacaklılara karşı da tüm malvarlığı ile (sınırsız) olarak sorumludur. Kendisini oluşturan gerçek ve tüzel kişilerden ayrı haklara, borçlara ve malvarlığına sahiptir. Tüzel kişi kurumunun bu niteliği onun, kendisini oluşturan unsurlardan bağımsız olarak bazı kurallarına tâbi olması sonucunu doğurur.