Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi ve Sözleşmenin Uygulanması Yönündeki Çabalar

United Nations Convention Against Corruption and Efforts Regarding its Implementation

Deniz KIZILSÜMER ÖZER

Bu makalede 2003 yılında kabul edilen ve 2005 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi (BMYMS) ayrıntılı olarak incelenecektir. Birleşmiş Milletlerin yolsuzlukla mücadeleye ilişkin önemli çalışmaları vardır; ancak bunlar arasında tarafları bakımından bağlayıcı bir metin olması itibariyle BMYMS’nin yeri ayrıdır. Sözleşmede öncelikle taraf devletlerin yolsuzlukların önlenmesi için almaları gereken tedbirler ayrıntıları ile düzenlenmiştir. Daha sonra taraf devletlerce suç haline getirmeleri gereken yolsuzluk fiilleri ve suç haline getirilmesi irdelenecek yolsuzluk fiilleri ayrıntılı olarak tanımlanmıştır. Yolsuzlukların yargılanması için en önemli konulardan biri olan uluslararası adli işbirliği çerçevesinde özellikle suçluların iadesi ve karşılıklı adli yardım düzenlenmiştir. Varlıkların geri alınması ise Sözleşmenin bir ilkesi olarak kabul edilmiştir. Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin hükümler ise çok genel ifadelerle düzenlenmiş; uygulanmanın sağlanması için yapılacak ayrıntılı düzenlemeler Taraflar Konferansına bırakılmıştır. Sözleşme çerçevesinde oluşturulan Taraflar Konferansı ile özellikle uygulanma yönünde önemli adımlar atılmıştır.

Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, Yolsuzlukla Mücadele, Varlıkların Geri Alınması.

In this article the United Nations Convention Against Corruption (UNCAC) that was adopted in 2003 and entered into force in 2005 will be scrutinized in detail. The United Nations has studied a lot on combat corruption to provide many soft law instruments. However, as a binding instrument the Convention is especially important for the international community. First of all, the preventive measures regarding corruption have been regulated in the Convention. Then the requirement of criminalization of the corruption acts has been regulated in two forms; the corruption acts that state parties have to criminalize and the corruption acts that the parties will consider to criminalize. As the prosecution is crucial to combat corruption under the chapter on international cooperation, two other topics namely the mutual assistance and extradition have been regulated. The asset recovery was regarded as a principle by the Convention itself. The implementation provisions of the Convention are very general and the detailed regulations to provide compliance have been left to the Conference of the Parties. Since the establishment of the Conference of the Parties major steps have been taken towards the implementation of the Convention.

United Nations Convention Against Corruption, United Nations and Corruption, Asset Recovery.

GİRİŞ

Yolsuzluklar küreselleşme ile yaygınlaşmış ve nitelik değiştirerek ulusaşan suçlar haline gelmiştir. Yolsuzluğun sürdürülebilir kalkınma, insan haklarının korunması ve hukuk devleti üzerinde doğurduğu olumsuz etkiler uluslararası toplumu yolsuzlukla mücadele konusunda işbirliğine yöneltmiştir. Bu makalede yolsuzlukla mücadele çerçevesinde Birleşmiş Milletler bünyesinde yapılan girişimlerden en önemlisi olan 2003 tarihli Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi1 (BMYMS) incelenecektir. Sözleşme 2003 yılında devletlerin üzerinde uzlaşma sağladığı, bağlayıcı bir metin olarak ortaya çıkmıştır. Sözleşme yolsuzluğun önlenmesine, gerçekleşmiş ise soruşturulmasına, yargılanmasına, uluslararası işbirliğine, yolsuzluktan elde edilen varlıkların yurtdışına çıkarılması halinde iadesine yöneliktir. Sözleşme, uygulanmasının sağlanması ve geliştirilmesi halinde ulusal ve uluslararası alanda temiz toplumun gerçekleşmesi yönünde etki doğuracaktır.

I. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE İLİŞKİN GİRİŞİMLERİ

Birleşmiş Milletler günümüze kadar yolsuzlukla mücadele konusunda pek çok önemli ancak bağlayıcılığı olmayan metinlerin hazırlanmasına ev sahipliği yapmıştır. Öncelikle, Genel Kurul tarafından kabul edilen 1996 tarihli “Uluslararası Ticari İşlemlerde Yolsuzluk ve Rüşvete Karşı Bildiri2” ve “Kamu Görevlileri Uluslararası Davranış Kodu”, “Kamu Güvenliği ve Suç Bildirisi”3, daha sonra 2002 yılında Genel Kurul “Suç ve Ceza Konusunda Viyana Bildirisi: Yirmi Birinci Yüzyılın Meydan Okumalarını Karşılama”4 taslak el kitabını yayınlamıştır. Ayrıca, 1979 tarihli “Kolluk Kuvvetleri için Davranış Kuralları5”, 1990 tarihli “Yolsuzluğa Karşı Pratik Önlemler El Kitabı” ve “Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler6” kabul edilmiştir.7 Bunların yanında, Birleşmiş Milletler bünyesinde 1999 yılında kara para aklama, kamulaştırma ve suç geliri ile ilgili olarak uluslararası işbirliği üzerine model mevzuat taslakları hazırlanmıştır.8 Bu model yasalar, Birleşmiş Milletler tarafından üye ülkelerin üzerinde çalışacakları metinler olarak tasarlanmıştır. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (Global Compact) de burada belirtilmelidir. Küresel İlkeler Sözleşmesinin 10. Başlığında “iş dünyasının rüşvet ve şantaj dahil olmak üzere her türlü yolsuzlukla mücadele etmesi” öngörülmüştür.9

Bu makalede bütün bu belgelerin ayrıntıları ile incelenmesi söz konusu değildir. Bağlayıcı olmayan metinler olmaları sebebiyle bunların etkilerinin sınırlı olacağı söylenebilir. Bu metinlerin yolsuzlukla mücadele çerçevesinde yapılacak sözleşmelere önayak olmaları ya da iç hukuklarda yapılacak düzenlemeler için yol gösterici olmaları mümkündür. Keza bütün bu metinler bağlayıcı olmasalar da uluslararası toplumun yolsuzlukla mücadele konusundaki iradesini yansıtmaktadır.