Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun Değerlendirilmesi

Supression of the Financing of Terrorism

Reşat Doğukan Hazer GEZER

Bu çalışmamızda; genel hatlarıyla 6415 sayılı ve 7.2.2013 kabul ve 16.2.2013 yürürlük tarihli Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’u ve terörün finansmanının önlenmesine ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesini maddeler halinde inceledikten sonra, adı geçen kanunun diğer kanunlar ve yönetmeliklerle ilişkisine değineceğiz.

Birleşmiş Milletler, Terör, Terörün Finansmanının Önlenmesi, Kara Para, Ülke Sınırlarını Aşan Terör Suçları.

In this study, we will examine the articles of the United Nations (UN) Convention for the Suppression of the Financing of Terrorism and the Turkish code bearing the same name which was accepted on 7.2.2013 and came into force on 16.2.2013 (code nr. 6415) in a general sense. Subsequently, we will refer to the relation between the mentioned code and other codes and regulations.

United Nations, Terror, Preventing the Finance of Terrorism, Illicit Money, Terrorism Beyond National Borders.

I. TERÖR VE TERORİZM KAVRAMI

Türkçeye, Fransızca "terreur" sözcüğünden geçmiş olan terör sözcüğü Latince kökenlidir. Latince sözcüğün anlamı "korkudan titreme" veya "titremeye sebep olma"dır1. Tarihsel gelişim süreci içerisinde, insanın, bir diğer insan üzerinde, bir çıkar sağlama veya söz konusu muhatabı veya muhatap grubu, korkuyu kullananın çıkarına olan herhangi bir olguya ikna yolunda kullandığı en yaygın silah korku olmuştur. Korku Psikanalizin kurucusu olan Freud tarafından da şu şekilde tanımlanmıştır: Korkunun nasıl yaratılıp, karşı tarafa aktarılacağı konusu, korku unsurunu silah şeklinde kullananlar tarafından rahatlıkla çözülebilmektedir. Bunun sebebi, temel dürtülere sahip her canlının korkacağı unsurların aşağı yukarı aynı olmasından ötürü, korkuyu bir silah olarak kullanacak kişinin de, benzer koşullar altında korku ve endişe duyacağını bilmesidir. Ancak zaman içerisinde korku unsuru, şahsi uygulamadan çıkarak, önce gruplar içerisinde, sonrasında ise gruplar arasında daha yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Korkunun kullanım şekli de, toplumsal yapının git gide daha karmaşık bir hale gelmesinin sonucu olarak farklı şekillerde evrimleşmiştir. Başlarda kişiyi yaralama, incitme veya öldürme gibi hususlarda korku aracı kullanılırken, sonraki dönemlerde belirli dini, etnik, mesleki ve benzeri gruplara, sosyoekonomik yaşam içerisinde sahip olduklarını ellerinden almak veya bu unsurları zorla kendilerince teslim etmek zorunda bırakılmak amacıyla korku ve terörün kullanıldığı görülmektedir.

Terör unsuru takip eden süreçte, ideolojik bir yön kazanarak terörizm kavramına dönüşmüş ve bu durumun neticesinde daha farklı ve eskisinden daha da hızlı bir devinime girmiş ve hatta hizmet ettiği amaçların maskelenmesi konusunda özgürleşme, adaletin sağlanması ve benzeri daha masum hususların kullanılmasına sebep olmuştur. Hedef bir kişi veya kitle olsa da iknaya sevk yöntemleri aşağı yukarı aynıdır. Birini veya bir grubu iknaya sevk edebilmek için öncelikle; ikna edilecek hedef kitlenin iknaya bakış açısını belirlemek, iknanın amacını belirlemek, belli bir olay ve amaç için doğru ve uygun zamanı seçmek, hedef kitle ve ikna konusunda bilgi toplamak, hareket kararı sırasında uygun adımları seçmek, uygun ikna taktiğini seçmek, hedef kitlenin gönderilen mesaja karşı gösterdiği tepkilere göre ikna stratejisine yön vermek gerekmektedir. Bu yolların takibi ile arzu edilen başarılı iknaya ulaşılması başarısı gösterilecektir2.

İknanın normal şartlar altında bir zorlama olmadan yapılması daha doğru iken, belirli durumlarda, hedef kitlenin arzu edilen sonucun gerçekleştirilmesi açısından zor kullanılarak yönlendirilmesi gerekmektedir. İşte tam da bu noktada korku ve terörizm faaliyetleri devreye girmekte ve yukarıdaki adımları şu şekilde değiştirmektedir. Hedef kitleye karşı arzu edilen sonucun belirlenmesi, hedef kitlenin ikna edileceği konuya bakış açısı incelenecek, hedef kitlenin zafiyetleri ve varsa geçmişten gelen korkuları belirlenerek fiziki mi, psikolojik mi yoksa her iki türü de kapsayan bir terör faaliyetinin uygulanacağı belirlenecektir. Bu duruma müteakip, terör eylemlerine adım adım başlanarak hedef kitlenin tepkileri ölçülecek ve hedef kitlenin vermiş olduğu geri bildirime göre terör faaliyetlerine devam edilerek, hedef kitlenin arzu edilen ikna seviyesine ulaşması sağlanacaktır. Amerikalı bir yazar olan Ann Weil “Disasters: Terrorism” adlı kitabında, “What is Terrorism?” başlığı altında terörizmi şu şekilde tanımlanmıştır: “Terörizm; rastgele seçilmiş ya da sembolik değeri olan kurbanların, şiddetin aracı olarak seçildikleri bir savaş yöntemidir. Bu araçsal kurbanların kurbanlaştırılmaları, mensup oldukları grup ya da sınıf içerisindeki yerlerine bağlıdır. Böylece, söz konusu grup ya da sınıfa mensup olan diğer bireyler de, kronik bir terör korkusunun içine itilmiş olurlar”3.