Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasaya Uygunluğun Şekil Bakımından Denetiminin Kapsamına ilişkin Sorunlar ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin Şekli Bakımdan Denetimi

The Scope of the Concept of Formal Control of Constitutionality and Control of Constitutionality of Decree Having Force of Law in Respect of Form

Özen ÜLGEN

Anayasanın 148. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi kural olarak hem şekil hem de esas bakımından anayasaya uygunluk denetimi yapar. Anayasa değişiklikleri ise, sadece şekil bakımından denetlenebilir. Bununla birlikte, şekil denetiminin kapsamı kanun ve anayasa değişiklikleri için sınırlandırılmıştır. Kanun hükmünde kararnameler için bu yönde bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak, 2011 yılında, 6216 sayılı Kanun, kanun hükmünde kararnameler için de şekli denetimin kapsamını sınırlamak istemiştir. Bu düzenleme, kanun hükmünde kararnamelere ilişkin yetki kurallarını belirleyen Anayasanın 91. maddesine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.Öncelikle şekli denetim kavramının kapsamının belirlenmeye çalışılacağı bu çalışmada, özellikle şekli denetimin yetki unsurunu içerip içermediği ve şekil denetimine getirilen sınırlamaların, yetki unsurunun anayasaya uygunluk denetimi kapsamından çıkarılması anlamına gelip gelmediği üzerinde durulmuştur. Sonrasında ise bu tespitler çerçevesinde ilgili bazı anayasal kuralların Anayasa Mahkemesi tarafından nasıl yorumlandığı incelenmiştir. Bilindiği gibi, Anayasa Mahkemesinin esasa ilişkin verdiği ret kararının yayınlanmasını takip eden on yıl boyunca aynı kanun hükmünün anayasaya aykırılığı iddiasıyla yeni bir başvuru yapılamaz. Anayasa Mahkemesi, burada yer alan “kanun” hükmü ifadesini kanun hükmünde kararnameleri de içeren bir şekilde yorumlarken, kanun hükmünde kararnamelerin şekil bakımından denetimini yasak kapsamının dışında tutmuştur. On yıl süreli başvuru yasağı kapsamına kanun hükmünde kararnameleri de dâhil eden Mahkeme, şaşırtıcı bir biçimde itiraz yolu başvurularında kanun hükmünde kararnamelerin şekil bakımından denetiminin talep edilebileceğini kabul etmektedir.

Anayasa Yargısı, Anayasaya Uygunluk Denetimi, Şekil Denetimi, Yetki Unsuru, Kanun Hükmünde Kararname.

According to article 148 of Constitution, the Constitutional Court (CC) shall examine the constitutionality in respect of both form and substance. Constitutional amendments shall be examined only in respect of form, not in substance. But, the scope of formal control is also restricted for laws and constitutional amendments. There is no such restriction for decrees having force of law. However, in 2011, the new law on CC attempted to restrict the scope of formal control for decrees having force of law. This provision is annulled on the basis of the article 91 of the Constitution related to competency rules about the decrees having force of law.This article, first attempts to determine the scope of the concept of formal control of constitutionality, especially if it include the control over the lack of competence and whether the restrictions exclude this ground from control of constitutionality. Then it analyses the consequences of this conclusion on some other rules defining circumstances that prevent the application. As known, there is a ten years prohibition rule which prevents to make a new application for the constitutionality of the same provision of the law for ten years after the publication of the decision of CC. According the interpretation of CC, the “law” mentioned herein includes decrees having force of law, but only if the decision is based on substantive control. Despite this choice of interpretation, surprisingly CC allows the courts a quo to make applications on the constitutionality of decrees having force of law on the grounds of lack of competence and infringement of a procedural requirement.

Constitutional Review, Control of Constitutionality, Constitutionality in Respect of Form, Lack of Competence, Decree Having Force of Law.

1961 Anayasası döneminde, ilk olarak 1971 yılında yapılan Anayasa değişikliği Bakanlar Kuruluna belirli koşullarla kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi tanımıştır.1 1982 Anayasası, bu yetkiyi önemli değişikliklerle birlikte korumuş ve olağan dönemde çıkarılabilen kanun hükmünde kararnamelerin yanı sıra olağanüstü hal ve sıkıyönetim dönemlerinde çıkarılabilecek kanun hükmünde kararnamelere de yer vermiştir. Yetkili organın Bakanlar Kurulu olması nedeniyle organik olarak yürütme işlemi olduğu halde, işlevsel olarak yasama işlemi olduğu dikkate alınarak kanun hükmünde kararnameleri denetleme yetkisi Anayasa Mahkemesine verilmiştir.

Anayasanın 148. maddesine göre, “Anayasa Mahkemesi, (…) kanun hükmünde kararnamelerin (…) Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. (…) Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.” Olağanüstü dönemlerde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin, hukuk devleti ilkesine aykırı olarak denetim dışı bırakılması nedeniyle, sadece olağan dönem kanun hükmünde kararnamelerinin şekli bakımdan denetimi üzerinde durulabilir.

Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi karşısında, anayasaya uygunluk denetimi aslında bir bütün oluşturmaktadır. Şekil (şekli) / esas (maddi) bakımından ayrım ya da başka bir ifadeyle dışsal/içsel unsurlar ayrımı tamamen anayasaya aykırılık gerekçelerini sınıflandırmaya yönelik zihinsel bir çalışmanın sonucudur.2 Ancak öğretide oldukça yerleşmiş olan bu ayrımın, teorik temelleri, güncel tartışmaları ve kapsamı dikkate alınmaksızın anayasa maddelerine aktarılması pek çok soruna neden olmuştur. Kanun hükmünde kararnamelerin şekli bakımdan denetimine getirilen sınırlamanın kapsamının belirlenebilmesi için öncelikle, şekli bakımdan anayasaya uygunluk kavramının kaynağı ve kapsamının, 1982 Anayasasında şekil bakımından denetime getirilen anayasal ve yasal sınırlamalar da dikkate alınarak incelenmesi gerekmektedir. (I)