Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Harçlar Kanununun 123. Maddesinin Değişik Son Fıkrasının Yargı Bağışıklığı Bakımından Değerlendirilmesi

Zekeriya YILMAZ

Anayasa’nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükte kanunîlik ilkesi” gereğince, kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde, parasal yükümlülük olan harçtan bağışıklık kabul edilemez. Kanun koyucu, bir kurum veya kuruluşu yargı harçlarından bağışık tutmayı amaçladığında, bunu açık bir şekilde göstermiş olup, harç bağışıklığını içeren diğer bazı kanunlarda, idarî işlemlerle yargı işlemleri ayrılmış, yargı harçları konusunda ayrı ve açık hükümler sevk edilmiştir. Yargıtay uygulaması da açıklanan doğrultuda bulunmaktadır. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında; 492 sayılı Harçlar Kanununun 123. maddesine 20/6/2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanunun çerçeve 23. maddesiyle (üçüncü fıkra olarak) eklenip 25/12/2003 tarihli ve 5035 sayılı Kanunun çerçeve 31. maddesiyle değiştirilen hükmün, yargı harçlarından bağışıklığı içermediğini kabul etmek gerekmektedir.

Malî Yükümlülükler, Harç, Yargı Harçları, Harçtan Muafiyet, Harçtan İstisna Edilen İşlemler, Harçtan Muaf Tutulan Kişiler.

I. Genel Olarak Harç

Harç , kamu kuruluşlarının hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında özel ve tüzel kişilerin yaptıkları ödemelerdir. Diğer bir deyişle, harç; bazı kamu hizmetlerinden yararlanmanın karşılığı olarak tahsil edilen kamu gelirleridir.

Harç , 07.12.1964 gün ve 3/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; “... özel ve tüzel kişilerin özel çıkarlarına ilişkin olarak kamu kuruluşlarının hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemelerdir” şeklinde tanımlanmış, 15.04.1974 gün ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; “Harçlar Kanunu’nun gerekçesindeki açıklamalara ve bilimsel tanımlamalara göre “harç”, Devletin özel ve tüzel kişilere yaptığı bir hizmetin karşılığı olarak onlardan alınan bir çeşit formalite ve kırtasiye gideridir” denilmiş, 23.12.1976 gün ve 7/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; “Harç, muhtelif kanunların konusunda adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetin gerektirdiği kırtasiye ve formalite masraflarını karşılamak mülahazasıyla hakiki ve hükmi şahıslardan Hazinece alınan paradır. Yapılan işler, görülen hizmet amme hizmetinden ziyade, kişilerin şahsına ve menfaatine ilişkindir” şeklinde açıklanmıştır. 16.11.1983 gün ve 5/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ise; (adlî hizmetlerde alınan harç konusunda) “Harç, Devletin Mahkemeler aracılığıyla yaptığı adli hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Ancak, kanunda belirtilen durumlarda harç alınır. Diğer deyimle kanunsuz harç alınmaz” denilmiştir.

Anayasa Mahkemesi Kararlarında harçlarla ilgili olarak yapılan tanımlar ve açıklamalara baktığımızda da, “harç”, bu Mahkemenin; 17.12.1968 gün ve 1968/12 E., 1968/65 K. sayılı kararında “idarece yapılan bir hizmetten yararlananlardan, bu hizmet dolayısiyle alınan para diğer bir deyimle verginin özel ve ayrık bir türü”, 24.10.1974 gün ve 1974/31 E., 1974/43 K., sayılı kararında “bazı kamu hizmetlerinden doğrudan doğruya yararlanan kişilerden kanunla belirtilen miktarlarda alınan ve özel nitelikte bir çeşit vergiden ibaret olan paralar”, 11, 12, 13, 14 ve 15.02.1975 gün ve 1973/38 E., 1975/23 K. sayılı kararında “bazı kamu hizmetlerinden doğrudan doğruya yararlanan kişilerin bir malî yükümlülüğe tabi tutulmaları”, “belirli hizmetlerin gerektirdiği belirli bir işlem karşılığı” olarak tanımlanmış; 31.03.1987 gün ve 1986/20 E., 1987/9 K., 14.02.1991 gün ve 1990/18 E., 1991/14 K. ve 28.09.1995 gün ve 1995/24 E., 1995/52 K. sayılı kararlarında ise, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun gerekçesinde yapılan harç tanımı benimsenerek, “harç”, “fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemelerdir” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için; kişilerin bir kamu kurumundan yararlanmaları, kişilere kamu eliyle özel bir yarar sağlanması ve kamu idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir.1 Anayasa Mahkemesinin 01.04.2004 gün ve 2003/9 E., 2004/47 K. sayılı kararında ise, harç tanımı, vergi ile de karşılaştırılarak, “Harç; kimi kamu hizmetlerinden yararlanmanın karşılığı olarak tahsil edilen kamu gelirleridir. Ödenen vergiler bakımından, vergi mükelleflerinin bireysel bir hizmet ya da karşılık talep etme haklarının bulunmamasına karşın, harçlar belirli bir kamu hizmetinden yararlanmanın (tapu, pasaport gibi) karşılığıdır” denilmiştir.2