Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bonolarda İbraz Mükellefiyeti ve Bir Yargıtay Kararı

Ünal SOMUNCUOĞLU

I- Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2010/13135 E.2010/10980 K. ve 28.10.2010 tarihli kararında, (…..ihtiyati haciz isteyebilmek için İİK'nın 257/1 maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. Hamilin, bonoyu tanzim edene, yani keşideciye ve onun lehine aval verene karşı haciz isteyebilmesi için, bononun vadesinin gelmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca ödememe protestosu çekmesi ve bu protestoyu bono ile birlikte ihtiyati haciz talebine eklemesi gerekmemektedir. Çünkü, yetkili hamil bu kişilere karşı doğrudan doğruya talep hakkına sahiptir. (bkz. Baki Kuru, İcra iflas hukuku, İstanbul 1993 sh: 2500, ayrıca Fırat Öztan, Kıymetli evrak hukuku, Ankara 1997 2. bası sh.772) TTK'nın 691/1 maddesine göre, bir bonoyu tanzim eden kimse, tıpkı bir poliçeyi kabul eden gibi sorumludur. Bonoyu tanzim eden, tıpkı poliçede senedi kabul eden muhatap gibi sorumlu olduğuna göre, bir başka anlatımla, poliçeyi kabul eden muhatap hamile karşı sebepsiz iktisap dolayısıyla borçlu kalabildiğine göre, onunla aynı durumda olan bono keşidecisinin de hamile karşı aynı nedenle sorumlu olması gerekir (bkz. Yaşar Karayalçın, Ticari senetler 4. bası, Ankara 1970 sh: 348). Ayrıca, bonolara tatbik edilecek hükümleri düzenleyen TTK'nın 690. maddesinin yaptığı atıf gereği aynı yasanın 620. maddesi uyarınca ödeme için ibraz edilmesi gereken bir bononun ibraz edilmemesi halinde borçlunun 624. maddeye göre, bono bedelini notere tevdi hakkı bulunmaktadır….) denmektedir.

II- Bu kararın incelenmesinde, ibraz ve protesto kavramlarının yekdiğeri ile karıştırıldığı ve yasada senet tanzim edene tanınan bir hakkın, bir mükellefiyet gibi mütalaa edildiği ve bu hak kullanılmadığı zaman, senet hamiline sanki bir hak bahşedilmişçesine, ibraz mükellefiyetinden muaf tutulduğu gibi kanunun öngörmediği bir sonuca varıldığı görülmektedir.

Şöyle ki;