Anayasanın Kökten Değiştirilmesi Sorunu ve Bu Sorunun Türkiye ve Almanya Anayasal Sisteminde Karşılaştırılmalı Olarak Değerlendirilmesi
Bilgütay KURAL
§) Zaman ve Hukuk
Açıklanması gerek fiziksel anlamda gerekse felsefi anlamda zorlukları kendi içinde taşıyan ve birbiriyle ilintili iki kavram: Zaman ve Anayasa.
Felsefi anlamda geçmişten gelip geleceğe doğru ilerlerken şimdiki anı her an geçmekte olan sürekli bir devinim ve dönüşümü tanımlayan bir kavram olarak zaman1, içine aldığı her şeyi de süreç içerisinde beraberinde dönüştürme niteliğini taşımakta gibi gözüküyor. Tam da bu nokta meşruiyetini geçmişteki tarihsel kurgular üzerinden tanımlayan ve geleceğe dönük bir toplumsal projeyi tanımlamış ve hukuksal olarak kurgulamış olan Anayasa, zamanın bu devinim ve dönüşümü içerisinde kendi var oluşunu koruma ve kollama yöntemleri ile kendisini donatmaya çalışmaktadır.2 Zaten modern zamanların ürünü olan günümüz anayasaları zamanın tarihsel olarak hızlandığının kabul edildiği günümüz post modern yaklaşımları ve hızlı toplumsal dönüşümler karşısında büyük bir meydan okuma –ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bu zamansal dönüşüm anayasal kavramlarda da bir dönüşümü zorlamaktadır.
Anayasal kavramların anlamı zamana bağlı değişim yanında, bulunulan yerdeki (mülkilik) kültürel yapıya bağlı olarak da farklı yorumlanabilmektedir.3 Aynı kavramları ve kurguları kullanan değişik hukuksal sistemlerin bu kavramlara verdiği anlamların karsılaştırılması, hukuksal kavram ve kurguların yorumlanması ve anlaşılmasında yeni perspektifler sunacaktır. Tabi bu kısa yazıda yalnızca genel bir bakış sunulmaktadır.