Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple
 Feshi Çerçevesinde Gündeme Gelen
 Bazı Hukuki Sorunlar

Ayşe ŞAHİN

6102 s. TTK m.531 hükmünde düzenlenerek hukuk sistemimizde yerini alan anonim ortaklığın haklı sebeple feshi davası, çoğunluk prensibinin uygulanmasına bağlı olarak ortaya çıkan menfaat ihlalleri ve yönetim işlevsizliklerini, duruma uygun düşen çözümler veya ortaklığın feshi yoluyla gidermeye yönelen bir azınlık hakkıdır. Bu dava, ortaklık yönetiminde söz sahibi olmayan, ortaklık üzerinde kontrol sağlama olanağından yoksun olan azınlık pay sahibine, özellikle yöneticilerin görevini suiistimal ettiği veya yerine getiremediği ve çoğunluğun buna izin verdiği hallerde, bu suiistimal katlanılmaz ölçüye ulaştığı takdirde, mahkeme aracılığı ile yönetime müdahale etme olanağı vermektedir. Bu dava, 6102 s. TTK ile kapalı anonim ortaklıklar yönünden kabul edilen kurumsal yönetim ilkelerinin çıkış noktasında var olan mülkiyet kontrol ayrımına bağlı yönetim sorunlarını gidermekte ve yönetimin denetlenmesinde önemli işlevlere sahip olabilecek bir araçtır. Davaya ilişkin en önemli özelliklerden biri, hâkime, davacının talebi ile bağlı olmaksızın, fesih yerine, duruma uygun düşen alternatif çözümlere karar verme yetkisi tanınmış olmasıdır. Bu şekilde hâkimin, belirli ölçülerde, ortaklığa müdahale etmesi mümkün olabilecektir. Bu çalışmada uygulamadaki önemi nedeniyle özellikle İsviçre Federal Mahkemesi’nin kararlarına konu olan haklı sebepler ve hâkimin karar yetkisi ile ilgili çeşitli problemler ele alınmıştır.

Gücün Kötüye Kullanılması, Kötü Yönetim, Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Duruma Uygun Düşen Alternatif Çözümler, Azınlık Hakkı, Hâkimin Karar Yetkisi, Organ Eksikliği, Takdir Yetkisi, Azınlık Pay Sahibinin Çıkarılması, Pay Sahibinin Ayrılması.

The dissolution law suit of the joint stock companies of fair reasons, set forth in our legal system by the 531th art. of TCC, is a minority right which is directed to resolve interest violations and management dysfunctions arising out of the majority principle’s application. This law suit is a minority right that gives the minority which has no control over the management of the company, the possibility to interfere in the management through the medium of the court; in case directors abuse their powers or neglect their duties and the majority shareholders allow it, provided that the abuse reaches an intolerable degree. This is an important legal instrument to remedy problems arising out of the separation of the ownership from the control which consists one of the most important issues of the corporate governance principles. One of the most important features of the case is that the judge is given, without being bound with the plaintiff’s request, power to decide on appropriate alternative solutions rather than dissolution. In this way, to a certain extent judge will be able to intervene in the corporation. In this study particularly cases subject to Swiss Federal Court’s decisions and problems related to judge’s power of decision will be discussed.

Abuse of Power, Mismanagement, Dissolution of Joint Stock Companies For Just Causes, Appropriate Alternative Solutions, Minority Right, Judge’s Power of Decision, Deficiency of Organs, Power of Discretion, Squeeze-Out/Departure of Minority Shareholder.

GİRİŞ

Anonim ortaklığın haklı sebeple feshi, 6102 s. TTK’da anonim ortaklığın sona ermesine ilişkin hükümler içinde genel sona erme nedenlerini müteakiben, özel haller başlığı altında, organ eksikliği davasından hemen sonra düzenlenmiştir1. Diğer sona erme nedenlerinden farklı olarak bu bir azınlık hakkıdır. Bu çalışmada, anonim ortaklığın haklı sebeple feshi davasının maddi hukuka ilişkin koşulu olan haklı sebeplere ilişkin bazı örnekler incelendikten sonra, davaya ilişkin özgün düzenlemelerden biri olan hâkimin karar yetkisi ve bu yetki ile ilgili olarak ortaya çıkan hukuki sorunlar üzerinde durulacaktır.

6762 s. eTTK’da anonim ortaklığın haklı sebeple feshi konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktaydı2. Haklı sebeple fesih, yalnızca limited ortaklık, kollektif, adi komandit ortaklık ve adi ortaklıklar bakımından açılabilecek kişi ortaklıklarına özgü bir fesih davası olarak düzenlenmişti. Bu nedenle haklı sebeplere dayalı olarak anonim ortaklığın feshinin talep edilip edilmeyeceği konusunda doktrinde söz konusu olan tartışmalar çerçevesinde bazı yazarlarca, haklı sebeple fesih konusunda düzenleme bulunmaması, kanun boşluğu olarak nitelendirilmekte, bu boşluğun MK m.1 gereğince kıyas yoluyla doldurulabileceği belirtilmekteydi3. Buna karşılık doktrinde çoğunluk görüşü, bilinçli bir kanun boşluğu bulunmadığı, davanın kıyas yoluyla uygulanmasının mümkün olmayacağı yönündeydi4. Yargıtay’ın bu konudaki yaklaşımı olumsuzdu ve bu taleple açılan davalar mahkemelerce kanuni temeli bulunmaması nedeniyle reddedilmekteydi5. Buna karşılık doktrinde anonim ortaklıklar bakımından davaya ihtiyaç olduğu görüşü hâkimdi6. Bu yaklaşım doğrultusunda anonim ortaklığın haklı sebeple feshi davası, İsviçre BK m.736/4 hükmü esas alınmak suretiyle, 6102 s. TTK m.531 hükmünde düzenlenerek hukuk sistemimize entegre edilmiştir.

I. DAVANIN AMACI VE HUKUKİ TEMELİ

Azınlık hakkı niteliğindeki bu dava, esas olarak azınlık pay sahibini, ortaklık yönetimine hâkim olan çoğunluk pay sahiplerinin uyguladığı baskı ve tahakküme karşı korumaya yönelmiştir. Azınlık pay sahibi, bu dava ile hak ve menfaatlerini mahkeme aracılığıyla koruma olanağı elde ettiğinden, aynı zamanda koruyucu haklardandır. Anonim ortaklığın haklı sebeple feshi davası, kişi ortaklıklarından farklı bir hukuki temele dayanmaktadır. Aşağıda ele alınan İsviçre Federal Mahkeme kararlarına konu olan haklı sebeplerden anlaşıldığı üzere dava, anonim ortaklığın yönetim biçimini belirleyen çoğunluk prensibinin uygulanmasına bağlı olarak ortaya çıkan menfaat ihlalleri ve yönetim işlevsizliklerini gidermeye yönelmiştir. Anonim ortaklıklarda çoğunluk prensibine dayanan yönetim, her zaman mükemmel bir biçimde işlemeyebilir. Örneğin genel kurul veya yönetim kurulunda gerekli çoğunluğun sağlanamamasına bağlı olarak, karar alınamaması söz konusu olabilir, bu işlevsizliğin ortaklık bünyesinde karar ve yönetim organlarında çözümlenmesi mümkün olmayabilir. Haklı sebeple fesih davası, anonim ortaklığın yönetim biçimini belirleyen çoğunluk prensibinin “işlemediği”, “çalışmadığı” veya “kötüye kullanıldığı” hallerde, başka deyişle ortaklığın kendi iç mekanizmaları ile yönetime işlerlik kazandırılamadığı hallerde mahkemenin müdahalesi yoluyla ortaklığın sağlığına kavuşturulup devamını sağlayacak veya ortaklığı sona erdirecek son çare niteliğinde bir dava olarak kurgulanmıştır.