Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Korunmaya Muhtaç Yaşlılara Bakan 
kurumların Nafaka Yükümlüsü 
hısımlardan Masraflarını İsteyebilmesi

Özlem TÜZÜNER

Korunmaya muhtaç yaşlılara bakan kurumlar, huzurevi ve yaşlı bakımevi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Medenî Kanunu’nun 365 ve 366’ncı maddelerine göre, “korunmaya muhtaç kişilerin bakımı, bununla yükümlü kurumlar tarafından sağlanır. Bu kurumlar, yaptıkları masrafları nafaka yükümlüsü hısımlardan isteyebilir. Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir” (TMK m.366, 365/4). Bu hükümlerde, kanun icabı, halefiyet prensibinin uygulandığı düşünülmektedir. Öyle ki, korunmaya muhtaç kişilere bakan kurumlar, Türk Medenî Kanunu’nun 364’üncü maddesindeki şartlar gerçekleştiği takdirde, aynı kanunun 365 ve 366’ıncı maddelerine göre, nafaka alacaklısının halefi sıfatıyla, yardım nafakası davası açabilir.

Yardım Nafakası, Yaşlılar, Kurumlar, Halefiyet.

The agencies which look after elderly people in need of protection appear to elderly nursing home residents and eventide rest home. In accordance with articles 365 and 366 of the Turkish Civil Code, “care of people in need of protection, is provided by the institutions responsible. These institutions, may request their costs from alimony payer relatives. The case can be made, by the official or public benefit corporations which are caring for the lender of alimony”. It is thought that, in these provisions, the principle of subrogation is applied for the sake of law (subrogation affected by the operation of law). Such that, the institutions caring people in need of protection, when the conditions of article 364 of the Turkish Civil Code are realized, in accordance with the provisions 365 and 366 of the same code, as a successor to the alimony creditor, may sue (file) for maintenance alimony.

Maintenance Alimony (It is a Kind of Permanent Alimony Allowance in Turkish Civil Law), Elders, Institutions (Agencies), Subrogation.

I. GENEL OLARAK YARDIM NAFAKASI

Türk Medenî Kanunu’nun1 364’üncü maddesine göre, “herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır (TMK m.364/1, 364/2). “Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır” (TMK m.365/1).

Türk Medenî Kanunu’nun anılan hükümleri, İsviçre Medenî Kanunu’nun2 tekrarından ibarettir (CCS. art. 328/1, 329). Doktrinde ve uygulamada, bu nafaka, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarından ayırt edilerek, yardım nafakası şeklinde adlandırılmaktadır3. Yardım nafakasının karakteri, mükellefin ihtiyaçları tehlikeye düşürülmeden, alacaklının muhtaçlığının giderilmesi; böylece, toplumda muhtaçlığın önlenmesidir4.

Türk Medenî Kanunu’nun 364’üncü maddesi dikkate alındığında, ergin çocuğun veya torunun, ailesiyle birlikte yaşamak ve emeğini veya gelirini aileye özgülemek gibi yasal yükümlülüğü kural olarak bulunmamaktadır5. Bu şekilde, üst soyu ile birlikte yaşayıp, emeğini veya gelirini aileye özgüleyen ergin alt soyun zaten denkleştirme alacağı bulunmaktadır (TMK m.370, 371). Burada söz konusu olan yükümlülük çok daha dar kapsamlıdır. Kanun, yardım nafakası mükellefiyetini gayet dar bir çerçeve içinde kabul etmiştir. Aslında diğer sosyal kurallarda, özellikle din ve ahlâk kurallarında tarihsel temelini bulan bu kanunî ödev, herkesin, üstsoyu ve altsoyu ile kardeşine, fiilî desteği olmaksızın zor duruma düşeceği hâllerde, maddî açıdan destek olmasıdır6.