Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnfaz Kurumlarındaki Açlık Grevlerine Devlet Müdahalesi Sorunu

Ayşe Özge ATALAY

Açlık grevi, protesto veya kendini ifade etme amaçlarıyla ya da politik gayeler başvurulan bir husus olmakla birlikte, bu davranışın infaz kurumlarında gerçekleştirildiği durumlarda, devletin buna müdahale edip etmemesi gerektiği önemli bir tartışma konusu oluşturmaktadır. Çünkü bu eylem bir yandan kişinin yaşama hakkı ve ifade özgürlüğü ile yakından bağlantılı olup aynı zamanda zorla besleme kararı verilirse uygulanacak yöntem açısından işkenceye maruz kalmama hakkı ile de çatışabilecek niteliktedir. Üstelik diğer yandan bakıldığında hastanın tedaviyi reddetme hakkı ve hekimin bu durumda takınacağı tutum da konunun bir diğer tartışmaya açık boyutunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada belirtilen noktalardan yola çıkılarak, iç hukuktaki durum ve AİHM görüşü de dikkate alınarak sonuca varılmaya çalışılmıştır.

Açlık Grevi, Yaşama Hakkı, Düşünce Özgürlüğü, İşkence Yasağı, Tedaviyi Reddetme Hakkı.

Although hunger strike is an issue that can be used for act of protest or self-expression or political aims, when this behaviour is carried out in the prisons it makes a significant topic of discussion whether the government should interfere or not. Because this action is closely linked to the right to life and freedom of expression and at the same time if the decision of forced feeding is to be applied, it could conflict with the prohibition of torture. Moreover, on the other hand, the patient’s right to refuse treatment and in this case the size of the attitude of the physician constitute arguable subject of the case. In this study, attempt to draw a conclusion on the basis of evolving out of the specified points, position of domestic law and the opinion of ECHR (European Court of Human Rights).

Hunger Strike, Right to Life, Freedom of Expression, Prohibiton of Torture, Right to Refuse Treatment.

I. GİRİŞ

Açlık grevleri güncelliğini yitirmeyen bir konu olması sebebiyle, infaz kurumları dahilinde gerçekleştirildiği durumlarda devletin müdahale edip etmemesi sorunu da paralel biçimde canlılığını korumaktadır. Açlık grevi eylemcilerinin, bu yol ile temel hak ve özgürlük kullanımı gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri sorununun yanında, devletin hangi aşamadan sonra müdahale edip zorla besleme kararı vermesi gerektiği, hiç müdahale edilmediği takdirde gerçekleşebilecekler, zorla besleme kararını ifa edecek olan doktorların hasta-doktor ilişkisi açısından yaşadıkları çelişkiler bu konunun değişik boyutlarını oluşturmaktadır.

Bu çalışmada sorun için bir çözüm yolu ararken öncelikle konuya ilişkin tanımlara yer verilmiş, dünyada ve Türkiye’de gerçekleştirilen açlık grevlerinden ses getiren bazı örnekler gösterilmiş, mevzuatımızdaki ilgili düzenlemelerden bahsedildikten sonra konuyla bağlantılı bir Danıştay kararından ve hakkında zorla besleme kararı verilen bir açlık grevcisine uygulanan yöntemin insanlık dışı muamele ve işkence yasağını ihlal ettiğine ilişkin, AİHM tarafından verilen 2005 tarihli Nevmerzhitsky/Ukrayna kararından geniş ölçüde bahsedilmiştir.

Açlık grevlerine müdahale edip etmeme sorunu hukuki açıdan, tıbbi boyutu açısından ve temel insan hakları açısından incelendikten sonra sonuca varılmaya çalışılmıştır.