Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ölmüş Vericiden Organ ve Doku Nakline İlişkin Hukuki Esaslar

The Legal Aspects of Organ and Tissue Transplantation From Dead Vendor

A. Hulki CİHAN

Bu çalışmada organ ve doku nakillerine ilişkin temel yasal düzenleme olan 2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun (“ODNK”) kapsamında düzenlenen ölü vericiden organ ve doku alınmasının hukuki esasları, bu konuda söz konusu kanunun eksik yönleri, içinde bulundurduğu bazı çelişkiler ve bunları ilişkin çözüm önerileri bulunmaktadır.Bu kapsamda özellikle kanunda öngörülmüş olan ölmüş vericinin organ ve dokularının nasıl ve ne şekilde, hangi hukuki kıstaslarla naklinin sağlanabileceği irdelenmiştir. Ayrıca söz konusu kanunun 14. maddesinin 4. fıkrasındaki hukuki çelişki içeren durum ayrıntılı bir şekilde mercek altına alınmıştır.

Organ ve Doku Nakli, 2238 s. Kanun, Kişilik Hakkı, Miras Hukuku, Organ ve Doku Nakli Hukuku.

In this study, the basic regulations relating to organ and tissue transplants in 2238 n. The Code Organ and Tissue Removal, Storage and Transport (“ODNK”) the legal basis of regulated dead donor organs and tissues taken within the scope of the missing aspects of the law in this regard, which have in some There are contradictions and propose solutions for them.In this context, especially how the dead donor’s organs and tissues, which are prescribed by law and in what way, transportation can be provided with legal criteria which were examined. There are also scrutinized in detail the cases involving legal contradictions in paragraph 4 of Article 14 of the said law.

Organ and Tissue Transplantation, Code n. 2238, Personality Right, Inheritance law, Organ and Tissue Transplantation law.

GİRİŞ

Ölmüş vericiden organ ve doku nakli, vericinin canlı olduğu nakillerden farklı olarak, tedavi amacının yanında bilimsel amaçlarla da yapılabilir1. Vericinin öldüğü anın belirlenmesi çok büyük önem arz eder. Ölüm anının belirlenmesi, hem organ ve doku naklinin amacına ulaşarak alıcının tedavi edilmesine imkan sağlaması, hem de verici bilinenin aksine henüz ölmemişse, organ ve doku naklinden dolayı vericinin ölümüne sebep olmamak açısından önemlidir2.

ODNK m.11 uyarınca, tıbbi ölüm hali, "bilimin ülkede ulaştığı düzeydeki kural ve yöntemler uygulanarak bir kardiolog, bir nörolog, bir nöroşirürjiyen ve bir de anestiyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan dört kişilik hekimler kurulu tarafından oybirliği ile saptanır". Yani, ODNK m.11'de sayılan dört uzman doktorun oybirliğiyle ölüm olayına kanaat getirmiş olması yasal bir zorunluluktur3. Tıbben ölüm olayının gerçekleştiğini ve ölüm zamanını, tespit edecek olan doktorlardır. Dolayısıyla, ölüm anının tespiti biz hukukçuların uzmanlığı ve yetkisi dışındadır. Hukukçu ölümün ne olduğu ile uğraşamaz4. O, tıp biliminin yaptığı tespitin hukuki sonuçları ile ilgilenir5. Ancak yine de belirtmekte fayda gördüğümüz bir nokta şudur:

Tıbben ölüm olayının meydana geldiğinin tespiti yönünden, beynin vücudu yönetim yeteneğini kaybedip kaybetmemesi önem kazanmaktadır6. Buna göre, beynin vücudu yönetme imkân ve yeteneği tamamen ve geriye dönülemeyecek şekilde kaybolmuşsa, ölüm gerçekleşmiş olacaktır7. Organ ve dokunun alınması için vericinin ölmüş olması gereklidir ancak nakledilecek organın hayatiyetini sürdürmesi gerekmektedir8. Bu da vericinin ölümünden kısa bir süre sonra nakledilecek organ veya dokunun çıkarılmasını zorunlu kılmaktadır9.