Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sınır Aşan Yer Altı Sularının Uluslararası Hukuk Açısından Uygulama Alanı

The Scope of Implementation of Transboundary Groundwaters in Terms of International Law

Kenan DÜLGER

Gerek okyanus ya da deniz suyu olsun gerekse yer üstü (yüzey) ya da yer altı suyu olsun temel ihtiyaçlardan biri olan su, insanoğlunun hayatta kalabilmesi ve hayatını idame ettirebilmesi için doğal kaynaklar arasında en önemli yeri tutmaktadır. Yaşadığımız dünya üzerinde insanlığın sayısı gün geçtikçe artmasına ve diğer doğal kaynaklarda olduğu gibi suyun da etkili ve verimli bir şekilde tüketilmemesine rağmen bu özelliğini hala korumaktadır. Doğada yer üstünde ve yer altında kullanılma potansiyeline sahip su, katı, sıvı ve gaz halleri ile diğer doğal kaynaklara nazaran dengesiz bir şekilde dağılmış bir haldedir. Doğadaki toplam su miktarının büyük bir çoğunluğunu okyanus suyu ve tuzlu su oluşturmaktadır. Geri kalan kısmı ise genellikle kutuplardaki buzullarda katı halde bulunan tatlı su olarak bulunmaktadır. Gelecekte yeryüzündeki kurak alanların giderek artması ile günlük ihtiyaçların karşılanması amacıyla tatlı suya olan talebin de aynı oranda artacağı düşünülmektedir. İşte insanların en çok ihtiyaç duyduğu tatlı suya olan bağımlılığı ve miktarının az olması, yer altı sularına olan önemi oldukça arttırmaktadır. Bu kadar önemli olmasına rağmen uluslararası hukuk belgelerinde yer altı sularına, yer üstü sularında olduğu kadar yer verilmemektedir. Bu çalışmada, yer altı sularının mevcut durumu ile sahip olduğu önem ortaya konulmak istenmekte ve uluslararası hukuk açısından uygulanacak kurallar hakkında bilgiler verilmesi amaçlanmaktadır.

Su, Akifer, Uluslararası Sınır Aşan Su Yolu, Yer Altı Suyu, Tatlı Su.

Whether ocean water, ground and underground water, one of the most basic necessities is water. It is the most principal necessity between other natural resources in order to sustain life of human being. Although increasing the number of mankind gradually in the earth and not consumed efficiently the water as other natural resources, retains its significance. Ground and underground waters are more disordered compared to other natural resources with the solid, liquid and gaseous forms in nature. The majority of the total amount of water in nature constitutes ocean and sea water. The rest is generally the solid in glaciers at the poles as fresh water. At the same time, arid areas and the demand for fresh water to supply the daily necessities are estimated that will increase gradually in the future. The people’s addiction of less amount of fresh water is quite increasing the significance of groundwater. Although it is so important, there is no place in the international law documents for underground waters as ground waters. It is intended to introduce the current situation and significance of underground waters in this study. It is also aimed to provide important information about the scope of implementation in terms of international law.

Water, Aquifer, International Transboundary Water Way, Underground Water, Fresh Water.

GİRİŞ

Su, tüm doğal kaynaklar arasında insanların hayatta kalması ve hayatlarını sürdürmesi için şüphesiz ihtiyacı olan en önemli olanıdır. Bu özelliğini de dünyada insan topluluğunun giderek artması ve artan bu topluluğun değişen kullanım modelleri altında sürekli baskı altında kalmasına rağmen korumaktadır.1 Bununla birlikte su, doğada katı, sıvı ve gaz halleri ile diğer doğal kaynaklara göre dengesiz bir şekilde dağılmış bir haldedir. Bir diğer ifadeyle, doğadaki diğer kaynaklardan farklı olarak canlı kaynaklar (balık gibi) ve ormanlar gibi miktarı artanların yanında petrol gibi miktarı azalanlara nazaran suyun doğadaki toplam miktarı sabit ve karmaşıktır.2 Doğadaki toplam su miktarı yaklaşık 1,4 milyar kilometre küptür. Bu miktarın yaklaşık yüzde 97,3’ü okyanus suyu veya tuzlu su, yüzde 2,7’si ise tatlı sudur. Söz konusu tatlı su oranının en çok miktarı yüzde 77,2’si3 kutuplardaki buzullarda katı halde bulunmaktadır. Çoğunlukla yer altı sularının oluşturduğu sıvı hali ise yüzde 22,4’ünü kapsamaktadır. Geri kalan yüzde 0,04’lük oranı ise atmosferdeki gaz halinde bulunan tatlı su oluşturmaktadır.4

Yeryüzündeki kullanılabilir tatlı su miktarının en çok olduğu yer altı suları, geçmişte yalnızca Ortadoğu gibi kurak bölgelerdeki insanların kullandığı bir doğal kaynaktı. Dünyanın diğer bölgelerindeki insanlar genellikle göller, nehirler v.s. gibi yüzey sularını kullanıyorlardı. Ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında yer altı suları, dünyada insanlığın en önemli hayati ihtiyacı olan bir doğal kaynak haline geldi. Bunun sebebi olarak da son 50 yıllık süreçte insan nüfusunun artması, teknolojik, endüstriyel ve tarımsal gelişmelerin etkisi gösterilebilir.5

Bugün dünya nüfusunun yarısından fazlası içme suyu, yemek pişirme, temizlik v.b. gibi günlük su ve tarımsal sulama ihtiyaçlarını karşılamak için yer altı sularına bağımlı durumdadır. Avrupa devletleri, en az yüzde 75 oranında içme su ihtiyacını yer altı sularından karşılamaktadır. Özellikle İtalya, Macaristan, Hırvatistan, Danimarka, Avusturya, Slovenya ve Litvanya gibi devletlerin su ihtiyacı yüzde 90’ı6 aşmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bu oran toplam içme su ihtiyacının yarısı ile yüzde 97’si arasında değişmektedir. Son yüz yıl içinde dünyadaki kişi başına su tüketimi tam 9 kat artmıştır ve suyun insanlar tarafından kullanılması yılda yüzde 4 ila 8 arasında artmaktadır.7 Türkiye’de ise durum ABD’nin içinde bulunduğu şartlardan biraz geridedir. Şöyle ki Türkiye, ABD’nin 1960’larda karşılaştığı çevresel problemleri yeni yeni yaşamaktadır. Bununla birlikte kendisi için ne kadar önemli bir sorun olduğunu bildiği içme suyu ve tarımsal sulama ihtiyacını karşılamak için Türkiye, Fırat Nehri üzerinde dünyanın en büyük baraj projesini hayat geçirmek için büyük çaba harcamaktadır. Söz konusu proje, Güneydoğu Anadolu bölgesinde kurak alanları tarıma elverişli alanlara dönüştürmek için büyük önem taşımaktadır. Rakamsal olarak bakıldığında örneğin Bursa şehrinde yer alan havza, yılda yaklaşık 120 milyon metre küp su kapasitesine sahiptir. Yaklaşık yüzde 60 oranında yer altı suyu miktarı bu bölgede tarımsal sulama amacıyla kullanılmaktadır.8