Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İşletilen Motorlu Aracın Sebep Olduğu
 Zarardan Sorumluluk

Ş. Deren GÜNDÜZ

Bu çalışmanın konusunu, işletilen motorlu aracın sebep olduğu zarardan sorumluluk oluşturmaktadır. Konu incelenirken ilk olarak, bu sorumluluğun hukuki niteliği üzerinde durulacak ve sonrasında bu sorumluluğun olumlu ve olumsuz şartları irdelenecektir. Bunu takiben, işleten ve teşebbüs sahibinin sorumluluğunun azaltılması imkanı ve sorumluluğa ilişkin anlaşmaların ne şekilde yapılacağı, sorumlu olacak kişilerin birden fazla olması durumu, birden fazla işletenin sorumluluklarının karşılaşması durumu, mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu, ihtilaflarda yetkili mahkemenin neresi olduğu ve zamanaşımına ilişkin özellik arz eden noktalar üzerinde durulacaktır.

İşletilen Motorlu Araç, Karayolları Trafik Kanunu, Sorumluluk, İşleten, Teşebbüs Sahibi, Sorumluluğun Hukuki Niteliği, Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar, Sigorta.

Liability from the damage caused by operated motor vehicle constitutes the subject of the present study. While researching the subject, the legal nature of the liability in question will be elaborated first, which will be followed with the thorough examination of the positive and negative conditions of the liability. The subsequent points to be emphasized will be as follows: opportunity to reduce the liability of the operator and enterprise and the method of concluding agreements concerning liability, presence of multiple persons to be liable, the matching of multiple operators’ liabilities, necessity to purchase liability insurance, determination of competent court in cases of conflicts, issues relevant to limitation.

Operated Motor Vehicle, Highway Traffic Law, Liability, Operator, Enterprise Owner, Legal Nature of Liability, Agreements Concerning Liability, Insurance. 

GİRİŞ

Motorlu araç işletenlerin hukuki sorumluluğu, 1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nda düzenlenmiştir. Bu Kanun ile 1953 tarihli 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ndan farklı olarak, motorlu araçların işletilmesinin sebep olduğu zararlardan işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, tehlike esasına dayandırılmıştır (KTK m. 85/f. 1). Bu değişiklik, bundan önce bu hükümden kaynaklanan sorumluluğun olması gereken hukuki niteliğine ilişkin görüşlere uygun olmuştur. Zira, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu öncesinde, motorlu aracın işletilmesinden doğan sorumluluğunun, 1953 tarihli ve 6085 sayılı KTK’nın 50. maddesinde objektif özen ödevinin yerine getirilmemesine dayanan kusursuz sorumluluk türü olarak düzenlenmesi, daha sonra bu hükmün ikinci fıkrasının 1962 tarihli ve 232 sayılı Kanunla değişikliğe uğratılması sonucu kusur karinesine dayanan bir sorumluluk türü haline getirilmesi1, doktrinde eleştirilmiştir. Bu görüşlere göre, sorumluluğun hukuki niteliğinin İsviçre Hukukundaki 1932 tarihli “Motorlu Araçlar ve Bisiklet Trafiğine İlişkin Federal Kanun” (Bundesgesetz über den Motorfahrzeug und Fahrradverkehr) olan kaynak Kanun2’un 37. maddesinin ikinci fıkrasına uygun yorumlanması ve bu suretle sorumluluğun tehlike esasına dayanan objektif sorumluluk olarak kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür3.

Trafik kazaları için özel sorumluluk hükümlerinin getirilmesinin sebebi, özellikle işletilme halinde olan motorlu araçların büyük işletme tehlikeleri sonucu, çok fazla can ve mal kayıplarına yol açmalarıdır. Bu sebep, işletilme halinde olan motorlu araçların sebep oldukları zararlardan sorumlu olan kişilerin daha zor bir şekilde sorumluluktan kurtulmaları gereğini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, doktrinde bu sorumluluk türünün tehlike esasına dayandırılmasını savunan düşüncelere uygun olarak, işletilen motorlu aracın sebep olduğu zararlardan sorumlu kişilerin sorumluluklarından kurtulmaları zorlaştırılmıştır. Böylece 2918 sayılı KTK m. 86 uyarınca, işleten ve bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluktan kurtulmaları, kendilerinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluğun kazayı etkilemesi söz konusu olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispatlamaları suretiyle mümkün hale getirilmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda işleten ve bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sadece aracın işletilmesinden doğan sorumluluğu (KTK m. 85/f. 1) değil, işletilme halinde olmayan aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı sorumluluğu (KTK m. 85/f. 2) ile trafik kazasından sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı sorumluluğu da düzenlenmiştir (KTK m. 85/f. 3). Fakat bazı zararlarda genel hükümlere yollamalarda bulunulmuştur.