Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Banka Teminat Mektuplarının İhtiyati Tedbire Konu Olması Üzerine Medeni Usul Hukuku Bakış Açısından Bir 
inceleme

Müjgan TUNÇ YÜCEL

Banka teminat mektupları genellikle görüldüğünde ödeme kaydıyla tanzim edilir. Asıl borç ilişkisinde alacağın aslında doğmamış olduğu hallerde teminat mektubunun görüldüğünde ödenmesi, özellikle lehdar açısından önemli sorunlara yol açabilecektir. Bu sebeple, muhatabın teminat mektubunun tazminini talep etmemesine ve bankanın teminat mektubu bedelini ödememesine yönelik, eda amaçlı ihtiyati tedbirlere hükmedilebilecektir. Bu ihtiyati tedbir kararlarına aykırı eylemler HMK m.398 uyarınca cezayı gerektirmektedir. 

Banka Teminat Mektubu, Görüldüğünde Ödeme Kaydı, İhtiyati Tedbir, Ödemeden Men, Talepten Men, İhtiyati Tedbir Kararına Uymama, Ceza.

The bank guarantee letters are generally issued with a record of “to be paid on demand”. The payment of the guarantee letters, when the principal debt has not actually been born, can cause severe problems particularly in favor of the beneficiary. Therefore preliminary injunction decision of performance shall be ruled in order to prevent the payment of the guarantee letters by the bank as well as the demand of payment by the beneficiaries. Any actions against these decisions will be subject to penalty under art. 398 of the Code of Civil Procedural Law.

Bank Guarantee Letters, To Be Paid on Demand, Preliminary Injunction, Payment Prohibition, Breach of Injunction Decision, Prohibition of Claim, Penalty.

GİRİŞ

Ticari ilişkilerde sıkça başvurulan bir teminat türü banka teminat mektuplarıdır. Bu yolla, iki taraf arasındaki sözleşme ya da ön sözleşme, banka ile lehdar arasındaki garanti sözleşmesiyle teminat altına alınmaktadır. Teminat mektuplarının, çeşitli kıstaslara göre, birçok çeşidi olmakla birlikte, bunlar ekseriyetle “görüldüğünde ödeme” kaydıyla düzenlenmektedir. Bu kayıtla düzenlenmiş bir teminat mektubu muhatap tarafından bankaya ibraz edildiğinde, banka, kural olarak, asıl borç ilişkisinde muhatabın kendi borcunu yerine getirip getirmediğine ya da borcun doğup doğmadığına bakmaksızın, teminat mektubu bedelini tazmin etme yükümlülüğündedir. Ancak bu halde banka mektubu tazmin ettiği için lehdara rücu edecektir. Bu durumda da lehdar ancak muhatabı dava edip, borcun mevcut olmadığına ilişkin ispat yargılaması sonunda bankanın rücu talebi üzerine ödediği meblağı geri alabilecektir. İşte borcun hiç doğmadığı ya da karşı borcun ifa edilmediği hallerde teminat mektubunun paraya çevrilmesi, lehdar bakımından kötü sonuçlara yol açmaktadır. Hatta bazı hallerde karşılaşılan zorluk yalnızca uzun bir yargılama süreciyle uğraşarak ödediğini geri almak olmayabilir. Öyle ki teminat mektubunun temin ettiği borç doğmamış olmasına rağmen ödenmesi, lehdarın ticari mahvına sebep olabilir. İşte bu gibi sakıncaların bertaraf edilmesi amacıyla, her ne kadar görüldüğünde ödeme kaydıyla düzenlenmiş de olsa, ihtiyati tedbir yoluyla, muhatabın teminat mektubunun tazminini talep etmekten yahut bankanın teminat mektubu bedelini ödemekten men edilebileceği kabul edilmektedir. Ancak bu kabul, üç köşeli teminat mektubu ilişkisinde her iki yönde verilecek ihtiyati tedbir kararlarının, temeli Anayasa’da olan hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiği, kesin hükmün sübjektif sınırlarının aşıldığı ya da teminat mektubunun asıl ilişkiden bağımsız ve müstakil karakterini zedelediği gerekçeleriyle eleştirilmektedir.

Eda amaçlı ihtiyati tedbirler kategorisinde olduğu ağırlıklı olarak kabul edilen teminat mektubuna ilişkin bu tedbirlerin HMK’daki yeri ve etkileri ile genel olarak değerle çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.

I. GENEL OLARAK HMK KAPSAMINDA İHTİYATİ TEDBİRE 
KARAR VERİLEBİLECEK HALLER

“İhtiyati tedbir, maddi hukuk talebinin ve gecikmesinde tehlike olan bir halin yaklaşık ispat seviyesinde ispat edilmesi koşuluyla, gerektiğinde karşı tarafın hukuki dinlenilme hakkı ertelenerek, para alacağı dışında kalan taleplerin güvence altına alınmasına; istisnaen bütün taleplerin asıl dava için bağlayıcı olmayacak şekilde geçici olarak gerçekleştirilmesine hizmet eden geçici bir hukuki korumadır.1