Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hekimin Özel Hukuk Kapsamındaki
 Sorumluluğunun Sigorta Hukukuna 
Yansıması

Seda ÇALIŞKANER

Türk sigortacılık hukuku ve uygulaması açısından önemli bir gelişme 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a eklenen ek 12. maddenin 30.07.2010 tarihinde yürürlüğe girmesiyle yaşanmıştır. Adı geçen gelişme ile Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası zorunlu Sorumluluk Sigortası haline getirilmiş, ilgili sigorta poliçesine sahip olmayan her bir kişi için 5.000,00 TL idari para cezası öngörmüştür. Bu gelişmeyle birlikte hekimin özel hukuka ilişkin sorumluluğu ve sigorta hukuku; tıp uygulamacılarının olağan durumlarda da ilgilenmesi gereken bir hal almıştır. Bu sigorta sistemi hangi koşullarda işlevseldir? Sigorta sistemine işlevsellik kazandırmak için hekime, hastaneye, hastaya/hasta yakınlarına, sigortacıya ve hatta mahkemelere düşen yükümlükler nelerdir? Sigortacı ne zaman sorumluluk altına girer, ne zaman sorumluluktan kurtulur? Kanaatimce tüm bu soruların yanıtları açıklığa kavuşturulmadığı ve ilgililer bilgilendirilmediği sürece sadece düzenlemelerin yapılmış olması sisteme işlevsellik kazandırmaz.Çalışmamızda amaç ilgili sigorta sistemine işlevsellik kazandıracak hukuki verilere değinerek bu verilerin ilgililere ulaşmasını ve ilgililerce anlaşılmasını sağlamaktır.

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Hekimin İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ve Mesleki Sorumluluk Sigortası, Sorumluluk Sigortası, Hekim, Hasta, Hastane, Riziko, İhbar, Zamanaşımı, Halefiyet, Rücu, Kloz, Kapsam dahili Haller, Kapsam Dışı Haller, Tıbbi Kötü Uygulama (Malpractice/Malpraktis), Davayı İhbar, Davaya Müdahale.

Additional Clause No.12 of Code of Performance of Medicine Law and It’s Branches (No. 1219), which’s effective date is 30.07.2010, brought a significant improvement at Turkish Insurance law and it’s practice. By reason of said improvement, compulsory insurance of liability for medical malpractice is amended as compulsory liability insurance, and related persons who does not have insurance policy are subject to an administrative fine of 5.000,00 TL after this regulation. Concurrently with this regulation, actors of medical science/medical practitioners will need to show interest in private law and insurance law on liability basis.In which circumstances the mentioned insurance system is functional? What are the obligations on physicians, hospitals, patients / relatives of patients, insurers and even on courts in order to bring in functionality to insurance system? When an insurer contracts a liability and when they absolve from the same? In my opinion since these questions are kept unanswered and not clarified and so long as related actors are not be informed, having new regulations shall not bring functionality to the system. The aim of our study is to touch the matters which can bring functionality to insurance system and make legal datas to become intelligible and attainable by the concerned parties.

Compulsory Insurance of Liability for Medical Malpractice, Voluntary Indemnity Insurance for Medical Doctors and Professioanl Liability Insurance, Liability Insurance, Medical Doctor, Patients, Hospital, Notification, Time Bar, Subrogation, Recourse, Clause, Circumstances Under Cover of Policy, Circumstances Under out of Cover of Policy, Medical Malpractice, Notification of an Action, To intervene in an Action.

GİRİŞ

Harvard Üniversitesi tarafından yapılan tıbbi ihmal konulu bir çalışmada (1993) 31.000 hastanın kayıtları incelenmiş ve hastaneye yatan her yüz hastadan birinin davaya konu olabilecek bir tıbbi ihmal ile yüzleştiği tespit edilmiştir. Dahası bu on kişiden yedisi de kalıcı bir sakatlığa uğramıştır. Utah ve Colorado’da yapılan bir çalışmada da (2000) New York’taki bulgulara benzer sonuçlara ulaşılmıştır.1

Sigorta şirketleri için hastaneleri derecelendiren bir kuruluş olan Healtgrades Inc.’in bir çalışmasında da (2004) A.B.D.’nin 50 eyaletinde 2000 yılından 2002 yılına kadar olan tıbbi kayıtlar incelenmiş 37 milyon hastaneye yatış kaydının 1.14 milyonunun hasta güvenliği vakalarına konu olduğu ve yılda ortalama 195.000 hastanın tıbbi ihmal nedeni ile öldüğü belirtilmiştir.2 Ne var ki Harvard Üniversitesinin bulgularına göre ihmal sonucu zarara uğrayan her yedi hastadan sadece biri hak talebinde bulunmuştur.3 T.T.B verilerine göre 1931-1999 yılları arasında Yüksek Sağlık Şurası 206 kez toplanmış 10.000’e yakın dosya için görüş bildirmiştir. T.T.B Yüksek Onur Kurulu’nda ise 1986-2002 yılları arasında 704 dosya görüşülmüştür. 1990-2000 yılları arasında Adli Tıp Kurumu’na hekim hatası iddiasıyla 636 dava dosyası gelmiştir. Yüksek Sağlık Şurası’nda görüşülen dosyaların büyük çoğunluğunun tıp doktorları için yapılan başvurular olduğu göz önüne alındığında, Türkiye’de her 30 hekimden birinin şikayete uğradığı sonucu çıkmaktadır. İncelemeler göstermektedir ki gelecekte hastaların açtığı davalar daha da çoğalacak ve araştırmalar bu hususta daha da yoğunlaşacaktır.4

Sorumluluğun özel hukuk açısından fiili yansıması hekimin, sağlık çalışanlarının ve/veya hastanenin tazminat ödemeye mahkum edilmesidir. Peki mağdur elde ettiği tazminat hakkını tahsil edebilecek midir? Ya da hekim tazminat ödeme baskısı altında ne derece verimli olacaktır? Zorunlu bir sigorta sistemi hekimlik mesleğinin gerekleri ile hastanın menfaatlerini dengelemek açısından gereklidir.5 Ancak, bu sistemin işlevselliği sağlanabilmekte midir? Tıbbi yanlış veya ihmallere karşı koruma diğer bir yönüyle devletleri de yakından ilgilendirmektedir. Sorumluların tam olarak tespit edilemediği, evrak, kayıt ve belgelerin düzenli tutulmadığı v.b olaylarda bu sebeplerden haklarına ulaşamadıklarını düşünen ilgililer durumu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md.2’ye aykırılık gerekçesiyle zaman zaman Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de taşımakta ve olumlu sonuçlar alabilmektedirler.6