Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İndirim Konusu KDV ve 
Şartlarının İspatı

Engin KARABULUT

Türk KDV sisteminin bir temel unsuru olan indirim müessesesinin işlevselliği için en ehemmiyetli esas belgelendirme esasıdır. Bu sebeple, kural olarak mükelleflerin mal veya hizmet alımları için KDV indiriminden istifade edebilmeleri, alış faturalarında bu mal ve hizmetlere ait KDV’nin gösterilmesine bağlıdır. Vergi idaresi, indirim müessesesinden maksadına muhalif ve haksız yere istifade etmek isteyen kişileri ortaya çıkarmak adına vergi incelemelerinde bilhassa mal veya hizmet alımları olmadan düzenlenen “sahte belgeler” ve bu alımları doğru göstermeyen “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler”in tespitine özellikle dikkat etmektedir. Çalışmamızda, bir mükellefte bu tür belgeleri tespit ettiğini iddia eden bir vergi dairesinin cezalı KDV tarhiyatına ilişkin davada Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 14.2.2012 tarihinde verdiği temyiz kararını** ele aldık. Dava konusu olayda ağırlıklı hukuki sorunlar, davacı mükellefin alış faturalarında gösterilen KDV’nin hangi şartlarda indirim konusu olabileceği ve bu faturaların sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olup olmadıklarının ispatıdır. Danıştay indirim konusu KDV’nin şartlarını açıkladıktan sonra ilgili faturaların muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge oldukları tespitinde bulunmuştur. Biz bu yazımızda ispata dair bir sorunu temyiz mahkemesinin değil, ilk derece mahkemesinin çözümlemesi gerektiğini ortaya koymaya çalıştık.

KDV İndirimi, Sahte Belge, Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge, İspat, İspat Külfeti, Delil.

The most significant principle of the VAT deduction institution, as one of the basic elements of the Turkish VAT system, is the documentation principle. Thus, in general, making use of the VAT deduction by taxable persons, there have to be input invoices showing the VAT amount for received goods or services. For the reason of discovering persons intending to make use of the VAT deduction inappropriately and unjust, the tax administration pays all attention in tax audits to detect particularly “false documents”, which are issued without any reception of goods or services, or so-called “misleading documents concerning their contents”, which do not show the reception of goods or services truly. In this work, I analysed an appeal decision of the State Council in a lawsuit on a VAT assessment and a tax penalty levied by a tax office alleging the use of aforementioned documents by a certain taxable person. In that lawsuit, the predominant legal issues were to ascertain under which requirements VAT shown in incoming invoices are deductible and to prove the fact that these invoices are “false documents” or “misleading documents concerning their contents”. The State Council did not only declare the requirements for deductible VAT, but did also determine the proof that the respective invoices are “misleading documents concerning their contents”. In conclusion, I argued that the proof issue should not be resolved by the appellate court but the court of first instance.

VAT Deduction, False Document, Misleading Document Concerning Its Contents, Proof, Burden of Proof, Evidence.

A. DAVA KONUSU OLAY

Davacı olan B İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi’ne fatura düzenleyen A Asansör Elektrik Elektronik Makine İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (kısaca: A Ltd. Şti.) hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda1 aşağıdaki tespitlere yer verilir:

Söz konusu A Ltd. Şti.’nin 16.1.2001 tarihinde asansör montaj, bakım ve onarımı ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 17.5.2005 tarihinde yapılan hisse devirleri ile şirketin ortaklık yapısının değiştiği, bu tarihten sonra yapılan yoklamalarda adreste bulunamadığı, defter ve belge isteme yazılarının tebliğ edilemediği, 2001 yılı Ocak ayından 2005 yılı Temmuz ayına kadar şirketin muhasebesini tutan serbest muhasebeci mali müşavirin, muhasebesini tuttuğu dönemde şirketin ciddi bir firma olduğu, asansör tamir, bakım ve servis işiyle uğraştığı, şirket ortaklarının kendi aralarında çıkan anlaşmazlık sonucunda hisselerini devrettikleri, bu tarihten sonra matrahların yüksek olması kendisinde faaliyetlerinin gerçeği yansıtmadığı fikrini uyandırdığından muhasebe kayıtlarını tutmadığını beyan ettiği, 2005/6 ve 7’nci dönemlerine ait katma değer vergisi ve 2005/1’inci dönemine ait geçici vergi beyannamesi dışında, hisse devrinden sonra verilen beyannamelerde muhasebeci veya mali müşavir imzası bulunmadığı, beyannamelerin posta yoluyla gönderildiği, elde ettiği yüksek ciroya rağmen çok düşük miktarlarda vergi beyanı olduğu, tahakkuk eden vergileri de ödemediği, 17.5.2005 tarihinden sonra gerçek bir ticari faaliyeti bulunmadığı hususları tespit edilmiştir.

Yetkili vergi dairesi, bu tespitlerin değerlendirilmesinden A Ltd. Şti.’nin düzenlediği faturaların bazılarının sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı nitelikte olduğu sonucuna varmıştır. Davacı, 2005 ve 2006 dönemlerinde A Ltd. Şti.'nden aldığı faturalarda gösterilen katma değer vergisi (KDV)’ni beyannamelerinde indirim konusu yapmıştır. Vergi dairesi, vergi tekniği raporundaki tespitleri esas alarak, bir kısım alış faturalarının sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı nitelikte olduğunu ileri sürerek, faturalarda gösterilen katma değer vergisinin indiriminin reddi suretiyle KDV tarhiyatı yapmış ve vergi ziyaı cezası kesmiştir.