Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Kapsamında İşverenin Yükümlülükleri ve Sorumluluğu

The Obligations and Responsibility of the Employer Within the Scope of the Law No. 6331 on Occupational Health and Safety

Ender DEMİR

İş sağlığı ve güvenliği gerek insan yaşamının kutsallığı ve gerekse son yıllarda iş hayatında meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle oluşan yüksek maliyetler nedeniyle büyük önem taşımaktadır. 30 Haziran 2012 tarihinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konmuştur. Anılan Kanun’da kamu ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın işverenlere önemli yükümlülükler öngörülmüştür. Bu çalışmada 6331 sayılı Kanun kapsamında işverenin yükümlülükleri ve sorumluluğu üzerinde durulacaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliği, Risk Değerlendirmesi, İş Kazası, Meslek Hastalığı.

Occupational safety and health is a very important matter due to the sanctity of human life and to the high expenditures resulted from occupational accidents and diseases occured at the working life in recent years. The law numbered 6331 on Occupational Safety and Health was published on June 30, 2012 in the Official Gazette and entered into force. The aforesaid law envisages important obligations for the employers without making a distinction between the public and private sector. In this study, the obligations and responsibility of the employer within the scope of law numbered 6331 will be examined.

Occupational Safety and Health, Risk Assesment, Occupational Accident, Occupational Disease.

GİRİŞ

İş sağlığı ve güvenliği, üretimde sanayileşmeyle birlikte önem kazanmıştır1. Daha düşük maliyetle üretimin yapılabilmesi için, ucuz işçi çalıştırmanın yanı sıra iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin maliyetli tedbirlerin büyük bir bölümü göz ardı edilmiştir. Dünya Çalışma Örgütünün (ILO’nun) verilerine göre, dünyada her yıl 270 milyon iş kazası olmakta her 15 saniyede, bir işçi ve her gün yaklaşık 6 bin 300 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmekte, 160 milyon kişi ise meslek hastalıklarına yakalanmaktadır2. Ülkemizde ise Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre 18.352.859 sigortalı çalışan bulunmaktadır3. Türkiye’de 2012 yılında 74.277 iş kazasında 744 işçi hayatını kaybetmiştir. (2011’de ölen işçi sayısı 1.700). 2012 yılında iş kazaları sonucu 2.036, meslek hastalıkları sonucu 173 kişi olmak üzere toplam 2.209 kişi sürekli iş göremez hale gelmiştir4. Resmi kurumlarca kayıt altına alınan bu rakamların yanı sıra, bildirilmeyen iş kazaları ve meslek hastalıklarını ve kayıt dışı olan işyerlerinde meydana gelen kazalarda ölen veya hastalanan işçileri de dikkate aldığımız takdirde, konunun önemi ve ciddiyeti daha iyi anlaşılacaktır.

İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması çalışanlar için en temel haklardan biridir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. maddesinin 1. fıkrasına göre “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, âdil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.” Avrupa Sosyal Şartı’nın 3. maddesine göre, taraf devletler, iş güvenliği, iş sağlığı ve çalışma ortamı hakkında tutarlı bir ulusal politika oluşturmak, uygulamak ve bunu belli aralıklarla gözden geçirmekle yükümlüdür. Anayasamızın 49. maddesine göre çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir; “Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”

Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin geniş bir mevzuat bulunmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, İş Kanunu, Borçlar Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, Belediye Kanunu gibi kanunların yanı sıra, bu kanunlara dayanılarak çıkarılan onlarca yönetmelik bulunmaktadır. ILO ve Avrupa Birliği’nce hazırlanmış olan uluslararası pek çok antlaşmaya da ülkemiz taraftır5.